1 Eylül 2014 Pazartesi

"İmha Planı" Oray Eğin'den Malumun İlanı.

   Oray Eğin'i pek sevmeyen bir insanım. Yaşam tarzı (homofobik değilim), üslubu, zenginliği, giydikleri, yüzü nebliyim hiç bir şekilde hoşlandığım bir insan değil. Ancaak mottomuz (mottoyla ne işim olur ?) düsturumuz "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" olduğundan yazdıklarını da kaçırmamaya gayret ederim (...dim) . 
   Yaşadığımız modern zamanlarda, yazılı basının insanları etkileme gücünün hayli azaldığının farkındayım. Lâkin; fakir gibi gazeteyi eline aldığında keyiflenen, satır aralarını çözmeye çalışan, gazete içi dedikoduları izleyen, kaynayan medya kazanını karıştırmaktan haz alan bir kitle halâ var (iyiki de). Bu minvalde Sayın Eğin, yazılarıyla özellikle aynanın diğer tarafını gösteren bir el feneri gibidir. Sayesinde neler oluyor, neler bitiyor hep haberdar oldum. Zaman zaman layfstayl yazdığı da oluyor idi (hemmen sayfayı çeviriyor idim) ama asıl okuyucu kitlesini basının mutfağını yazmaya başladığında kazandı.
   Sonra zaman değişti. Medya; içinde "maklube" kaynayan bir karavana haline geldi. Sonra kazandan maklube de çıktı, ilginç günler yaşamaya başladık. Bu süreçte Orayeğin aykırı bir ses olarak kendini daha fazla ifade edemediğinden (haksız da değildir) ortadan kayboldu. 
   İşte "İmha Planı" (bir yılı geçen 17 Aralık sendromundan önce yazılmasına rağmen); 2002 yılından itibaren okuduğumuz dergilerin, gazetelerin, izlediğimiz (izlediğiniz) televizyon kanallarının mutfağında neler olduğunu, perde arkasında ne gibi anlaşmaların yapıldığını gösteren toplu bir medya hesaplaşması.
   "Doğan Grubu Üzerine Oynanan Oyunlar", "Oktay Ekşi neden delirdi ?", "Tavşan Kardeşi kim vurdu ?", gibi başlıklarla Hasan Cemal, Yasemin Çongar, Altan Ailesi, Fehmi Koru, Ali Kırca, Reha Muhtar, Murat Belge, Ayşe Arman, Emre Aköz, Nursuna Memecan gibi basın dünyasının tanınan şahsiyetlerinin otuziki kısım tekmili birden soap opera (ne için olur soopopıra ile) pembe dizi, korku/gerilim filmi atmosferinde yaşadıklarını (hem de görmediğimiz, bilmediğimiz tarzda) belgeliyor.
   Yazılı basına ve dedikoduya karşı koyamayan, medyadaki değişimi görebilen kitap kurtları yakın dursunlar. Gece yatmadan evvel okunduğu takdirde uyku kaçırıcı etkisi vardır. Yapmayın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder