Sekiz arkadaş; bir akşam yemeğinde toplanır, geyik çevirir, bu meyanda yerküremizin yakınlarında bir kuyruklu yıldız dolanmaktadır, cep telefonlarının ekranları çatlamaya başlar, elektrik kesilir, olaylar gelişir.
Sekiz kişi/bir oda; akla hemen (pek de sevdiğim) "Dünyamızdan Bir Adam"ı getiriyor. Evet, filmimiz de düşük bütçe ile bilimkurgunun sınırlarında dolaşmış. Paralel evrenler, kuantum fiziği, insanın iyiyi arayışı ve bu yolda verdiği ödünler, az biraz kişiler arası ilişkiler. Hepsi de nasibini alıyor.
Çekim aşamasında oyuncuların bir senaryoya bağlı kalmaksızın spontane (ne işim olur spontaneyle) tulûat yöntemiyle çalıştığını öğrendiğimde hoşlandım. Nedir : başarısız altyazılardan veya dublajdan uzak durup başarılı altyazıya yahut anladığımız kadarıyla izlemeye özen göstermek gerekir. İlk izlemede gözden kaçan bir çok küçük detay sonra daha anlamlı gelebilir. Bu açıdan bulmaca gibi bir film olduğunu söylemek mümkün. Dikkatli izlemek gerekiyor.
Ancaaak başarılı mı ?
Bunu söylemek bana düşmez. Sadece "The Man From Earth" kadar haz almadığımı söylemeliyim. Filmin ortasından itibaren iyice kayışı sıyıran paralel evrenler, gereksiz gerginlik tripleri, tüm filmin aktüel kamerayla çekilmiş olmasının getirdiği göz yorgunluğu, özellikle sonlara doğru (ki son on dakika hariçtir) karmaşıklaşan senaryo; dikkatimi dağıttı.
Yine de türün (bilimkurgu) meraklıysanız izleyebilirsiniz, yoksa pek bir şey kaçırmış olmazsınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder