Irkçılık, Kürtaj, Ensest, Aşk, Sorumluluklar, Kader : bunlar ağır kavramlar.
Alınız bu kavramları yetimhane dekorunda Maykılkeyn (bayılırım !) ve Tobimeguayr'a (bayılmam !) (üstüne bir de Karlayzteron (az bayılırım !) ilave ederek) yorumlatınız.
İşte Lasse Hallström bu işi gayet güzel yapıyor. Conörving'in romanı zaten tuğla (600 küsur sayfa), yönetmen romandaki bir çok (en azından) ana hattı vereyim diyerek süreyi uzatmış (126 dk.). Süre, birçokları için bir engel olabilir. Üstelik filmde siiciay (computer generated imagery) yok, kavga döğüş yok, aksiyon yok. Birtakım insanlar biryerlere gidip, birşeyler konuşuyorlar. Lakin filmimiz öyle bir naif ki (bunu betimleyecek başka sıfat bulamadım), izleyici ilk onbeş dakikadan sonra kaptırıyor kendini, bitince de kendine geliyor.
Öyle 1080p'li versiyonları falan yoktur, görüntüler, ışıklar, 99 yılından kalmadır. Nedir : görkemli görüntüler beklemeyecekmişiz. Ama meşhur olmadan önceki Tobimeguayr (hala ısınamadım sana çocuk ! (koca filmi yüzünde iki mimikle bitirdi de)), Karlayzteron (ne estetik "yastığa değen organların" var bacım !). Meşhur olmuş (ama çok da değil) bir Maykılkeyn (abinin karşısında saygıyla eğiliyor, başka da bir şey demiyorum). o dönem pek (pek demeyelim de hiç diyelim, burnumuz uzamasın) meşhur sayılmayan J.K.Simmons (ki toplamda 15 saniye falan zuhur etmektedir filmimizde) vardır. Ortanca Malcolm'daki arıza sarı kardeş vardır (gözleri bile nemlendirtmektedir.). Oyunculuklar iyi, senaryo, kurgu iyiden ötedir. Bu durumda ne yaparız ? Kaçıranlara ısrarla (hiç de sevmem ısrarcılığı), izleyenlere samimiyetle (hah bu oldu) izlemelerini öneririz.
"Kızlarının babalarından hamile kalması normal midir ?" sorusunu sorabilecek çocuğunuz ve buna verebilecek makul mantıklı yanıtınız yoksa çocuklarla izlemeyin, ya da risk alın izleyin. Oralara gelinceye kadar kızancıklar sıkılıp internetin başına otururlar nasolsa.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder