Libido önemli.
Seks de öyle...
Dörtbuçuk milyon yıldır şekillenen içgüdülerimizin (ÜRE ! (kandaki değil ama)) bir şekilde zuhuru.
Ergenlikten itibaren her erkeğin zihninde spermlerini mümkün olan en çok ve en çeşitli yelpazeye dağıtma, her kadının zihninde ise yumurtası için en mükemmel sperme ulaşma isteği yatar. Elbette son yüzyıllarda bu istekler çeşitli sosyal ve yasal kurallarla hayli törpülenmiştir. Yine de önemlidir libido.
Filmimiz, kuadripleji illetinde ömür geçiren (ama bir çoğumuzdan daha üretken bir şekilde) şair, yazar ve avukat Markobrayn'ın hayatından bir kesiti alıyor, gözlerimizin önümüze seriyor. Bu süreçte Mark'ın bakirlik sorunsalına getirdiği çözümler (bir takım zorlu fiziksel engelleri aşarak) hayli mahrem bir şekilde izleyiciye yansıtılıyor.
Helınhant; seks terapisti rolünde, nüdizmi cinsellik içermeden ve çok doğal bir şekilde yansıtıyor (yalnız botoksu çok mu abartmış nedir ? mimiklerde aşırı bir donukluk vardı. sanıyorum sesine de botoks yaptırmış). Markobrayn'ı canlandıran Canhovks'u ise ayrıca alkışlamak gerekir zira beden dilini hiç kullanmadan tüm duygularını gözlerinde canlandırması takdire değer. Vilyımmeysi "kafa peder" rolünde (ellerinde biraları görünce (zihin muzır ya !) aklım "Shameless"e kaydı) "mükemmel saç kesimiyle" pek şükela.
Filmimiz, kuadripleji illetinde ömür geçiren (ama bir çoğumuzdan daha üretken bir şekilde) şair, yazar ve avukat Markobrayn'ın hayatından bir kesiti alıyor, gözlerimizin önümüze seriyor. Bu süreçte Mark'ın bakirlik sorunsalına getirdiği çözümler (bir takım zorlu fiziksel engelleri aşarak) hayli mahrem bir şekilde izleyiciye yansıtılıyor.
Helınhant; seks terapisti rolünde, nüdizmi cinsellik içermeden ve çok doğal bir şekilde yansıtıyor (yalnız botoksu çok mu abartmış nedir ? mimiklerde aşırı bir donukluk vardı. sanıyorum sesine de botoks yaptırmış). Markobrayn'ı canlandıran Canhovks'u ise ayrıca alkışlamak gerekir zira beden dilini hiç kullanmadan tüm duygularını gözlerinde canlandırması takdire değer. Vilyımmeysi "kafa peder" rolünde (ellerinde biraları görünce (zihin muzır ya !) aklım "Shameless"e kaydı) "mükemmel saç kesimiyle" pek şükela.
Öyle fazla önerilecek bir başyapıt falan değildir. Arada geçen bir iki diyalog ve (pek dokunaklı bir şiir) sahne dışında akılda kalan fazla bir şey yoktur. Lakin engellerin insan hayatında ne gibi rol oynadığına dair fikriniz olsun ve cinselliğin değişik boyutları konusunda bilgilenmek istiyorum derseniz, gideri vardır. Çoluk çocukla izlenmez. Cinsellik konusunda tutucuysanız yine izlenmez. Ama bunların dışında gayet güzel izlenir.
ben sonuna kadar izleyemedim.Hadi canım sen de dedim yönetmene.Çok sığ.Açık saçıklığına değil de hala ergen aklı gibi sadece erkek gözüyle göz boyamaya kalkmalarına şaştım.Bir de hala erkekği aklamak için yok paralı yatandan fark var diye diye bir kaç defa demesi de komikti gerçekten.Bu filmi seyredince ne oldu dersen,o yaşta enfes bir vücut seyretmek dışında yok bir şey.Ona da bir süre sonra bakmak istemiyorsun zaten
YanıtlaSilBu da bir bakış açısı. Sanıyorum insanın çevresinde bu durumda bir kişi olmadan empati yapması zor. (elbette Markobyrayn'dan bahsediyorum) Sonuna kadar izlemekte ben de zorlandım...
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil