İşte : Norveç ve İzlanda'dan insanı gerim gerim geren, hindi gibi düşündüren bir filmle daha karşı karşıyayızdır sineperestler. (i'nin üzerine şapka koyunca anlam negzel değişiyor değil mi ? (El Çek Tabip Sinem Üstünden))
Açılış sekansında filmimiz kendini pek güzel ifade etmektedir.
Issız bir metro istasyonunda harıl harıl öpüşen genç bir çift. Ama nasıl öpüşme, her biri diğerinin sindirim sistemine ulaşmaya çalışıyor sanki, çene faaliyetlerinin aksine gözler-bakışlar inanılmaz duygudan uzak. Herbiri sanki bu ateşli fiili uzaktan izleyen duygudan yoksun, iki yabancı... Esas oğlan Andreas bu evlerden ırak fiile dayanamaz ve metronun önüne atlar. (sonra yaşananlar ise ancak çizgi filmlerde olur denebilecek bir ahenkte seyreder)
Konu hakkında daha fazla girdi yapıp izleme keyfinizi kaçırmak istemem. Lakin biliniz ki :
- modern cesur dünya hakkında (haksli'ye selam olsun !) nefis bir eleştiridir.
- "standart, cehennemdir" aforizmasını güzelce izah eder.
- kapitalizmin tüm gerekleri karşılandığındaki hal-i pür melalimizi ortaya koyar.
- Araf mı ? Cehennem mi ? sorunsalına farklı bir açıyla yaklaşır.
- Filmin örgüsü içinde, tek turuncu yumuşak ışığın sadece açılan deliğin (o da bir anatomik figüre felaket benzemektedir ama yazmaya utanıyorum) sonundaki mutfakta zuhur etmesinin dikkatli sinefillerce hemmen tespitinin yapılması, dikkatli sinefilleri gülümsetir.
- İMDB'deki janrı komedidramafantazi'dir ama fakiri tirtirtitretmiştir. Gülmelerim de olmuştur lakin sinirim bozulduğundan.
- Sabi sübyan ile seyretmesi travmatik etkiler yaratabileceğinden, küçümenlerle seyretmek uygun değildir.
- simgeler nasıl kullanılabilir ? sorularına cevap verir.
- hoşça ve boşça vakit geçirtmez, bilakis uykuları kaçırır (demedi demeyin).
Hasılı kelam : ezberbozandır, izlemeseniz de olur, ama izleseniz daha iyi olur...
sen ne gereksiz adamsın Andreas, otobüs bagajlarına giresicesin, aforoz edilesicesin, ölemeyesicesin... ama gereklisin de...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder