Şimdi geçen gün serinin ilk kitabını yazdım, sonrasında DNA'ın 61.yaşgünü logosunu gugılda gördüm. Bir hoş oldum.
Kitap ne hoş bir icat.
Neyse gelelim kitabımıza.
Daglısedıms bu seriyi üçleme olarak tasarlamış. Kutsal Dedektiflik Bürosundan sonra bunu yazmış, ama üçüncüye ömrü vefa etmemiş.
DNA'nın iflah olmaz okurları olarak bize düşen , bu kitabı da dudağımızın kenarına kondurduğumuz gülümsemelerle bir güzel hatmetmektir.
Aşırı kirli buzdolabı travmasını halletmeye çalışan "bütünsel dedektifimiz" Dirk Gently, bu kez kah Valhalla sakinleriyle hemhal oluyor, kah agresif kartalları bertaraf etmeye çalışıyor, kah atarlı bir yeniyetme tarafından burnu kırılıyor, kurye bisikletininin altında kaldığında ise "eylemin sonunun stabil olması" nedeniyle memnunluk duyuyor. Bu ve buna benzer aklazarar gelişmeler, Daglısedımsın her sayfada kendine hayranlıkla gülümsediğimiz şıkırdaklı kalemiyle çiftetelli oynuyorlar.
Bu kitap, serinin ilk kitabından daha oturmuş. Olay örgüsü daha anlaşılır, karakterler daha kanlı canlı. Galaksi Rehberi kalibresinde değilse de ona yakın bir ölçüde. Ben neden uzatmaya çalışıyorum bilmem. Meraklıları nasıl olsa çoktan alıp bitirmişlerdir. Haydi iyi okumalar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder