Onüç yıl evvel yazılmasına rağmen güncelliğini yitirmemiş kitaplardandır. İkinci okumada, birincisinden farklı tatlar alınabilir.
Hiram Abas'ın hayat hikayesi çevresinde; taa "teşkilatı mahsusa"dan 1999'a dek MİT'in hikayesi : dehşetengiz ayrıntılar, açık kaynaklardan elde edilen haberlerden yapılan kestirmeler, güncel olaylar, magazin olayları, siyasi entrikalar, askeri dalavereler, tanıdık simalar, tanımadık simalar yardımıyla didik didik ediliyor. Büyük resme baktığımızda ise "herşeyin güç için" olduğunu acı acı gülümseyerek idrak ediyoruz.
Okuduktan sonra "Jason Bourne" serisinin önce kitabını okudum, sonra film üçlemesini izledim. Baktım ki, kitap benim yargı sistemimi değiştirmiş. On yıl önce de aynısı olmuştu, şimdi de oldu. Nedir : "okunmamış kitap yenidir" mottosunun üstüne, "unutulmaya yüztutan ve iz bırakan kitap da okunmalıdır" diye bir aforizma patlatabiliriz.
Kitap, haber, çakma cd gibi terör enstrümanları nedeniyle uzun zamandır parmaklıklar ardında ömür tüketen Soner Yalçın'ın üslubu çok akıcı. Ne zaman kronolojik tarihte sıkılmaya başlasak araya teatral ögeler (parça) yerleştirip merakımızı hep canlı tutuyor. Tek kritiğim; özgeçmiş niteliğinde sayılabilecek bu kitabın öznesinin ölmesinden sonra yazılmasıdır. Zira yöneltilen eleştirilere herhangi bir cevap verilemiyor. İsnat edilen fiiller (hah duruşma salonu gibi oldu burası !..) gerçek midir ? Bilemeyiz. Amma araya yerleştirilen teatral ögelerde tek taraflı bir betimleme olduğunu da inkar edemeyiz. Peki bu kritik kitabın okunmasına mani midir ? Zinhar hayır ! MİT'i daha iyi anlamak ve günceli daha iyi analiz edebilmek için tekrar okumakta faide vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder