Bu İMDB'nin puanlaması hakikaten telmaşa (5,5), bana kalsa bir yedi sekiz puanı hakeder.
Bakmayın afişin canlandırma, fantazya kokmasına, son yıllarda izlediğim iyi savaş filmlerinden biriydi.
Konu klişe : birbirlerinden ayrılan çiftlerden kadın; çocuğunu, görmesi için babasının yanına gönderir. Orada aniden patlak veren savaş, anne ile oğulu ayırır, anne çocuğunu bulabilmek için zorlu bir anabasise çıkar. Konu budur. Tabi film ruslar tarafından çekildiğinden Gürcüler ve Osetlerin ne fena insanlar olduğunu görüyoruz (son sahnelerde çekilen bir jest hariç), çok fenalar çok, keskin nişancıları durmadan sivilleri öldürüyor, rusya başkanı da ne yapsın "işgal edelim bari Gürcistan'ı" diyor mecburen. İşin politik yanını bir kenara koyarsanız karşımızda hiç de fena olmayan bir film duruyor.
Araya küçüğün gözünden yansıtılan fantazya figürleri, aslında savaşın hiç normal bir durum olmadığını anlatır gibidir ki, görülmeye değerdir. Normal hayatın bir anda nasıl tepetaklak olduğunu idrak etmemiz açısından da görülmeye değerdir. Çatışmanın ortasında cep telefonuyla annesine hesap veren acımasız asker ironisi ilginçtir. Otobüste harika gürcü türküleri meşkeden yolcuların (ki son zamanlarda gördüğüm en başarılı korolardan biridir) aniden maruz kaldıkları şiddet iç burucudur. Çatışma sahnelerinin sertliği ve gerçekçiliği dikkat çekicidir. Özel efektler holivuttan çok daha başarılıdır. Oyunculuklar fena değildir. Hülasa boş akşamlardar gideri vardır.
Da niye özellikle önermekteyimdir : savaş rüzgarlarının hafiften de hissedildiği bugünlerde savaşın nasıl bir şey olduğunu daha iyi idrak edebilelim diye.... Neymiş : savaşta hiç bir taraf kazanamazmış lakin barış için de "galiptir bu yolda mağlup olan" diyebilirmişiz gönül rahatlığıyla... Ömür boyu hiç bir savaş görmemenizi (çocuklarınızın da, torunlarınızın da) dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder