13 Şubat 2012 Pazartesi

"Tenekeci, Terzi, Asker, Casus" Casus filmi değil, satranç filmi !..

    Frederik Forsayt, Jerar de Vilier (SAS serisi) gibi yazarlara aşinaysanız az buçuk casus terminolojisini seviyorsunuz demektir.  Bu konuda ciddi olanlar Can lö Kar'a terfi ederler. Üstad; soğuk savaş döneminin en civcivli zamanlarında MI6'da teşriki mesai yaptığından, çok gerçekçi yansıdır dönemin atmosferini. İlk romanlarından sonra bazı karakterlere (smayli, kontrol, bişıp vs.) aşina olacağınızdan sonraki romanlarını okumak, yolda eski bir tanıdıkla karşılaşmak gibidir. Ne var ki romanları, ilk saydıklarımın aksine ağır ilerler, fazla aksiyon, dehşet takip yoktur. Futbol maçı değil, satranç müsabakası izlemek gibidir. 
   İşte üstadın ilginç romanlarından biri Fransa, İngiltere, Almanya ortak yapımı olarak huzurlarınızda...  
   Hakkını vermek gerek, dönem filmi olarak çok başarılı, kostümler, arada duyduğumuz şarkılar, dekor, makyaj, saç vs. hiç bir falso yok. (arada dönemin Türkiye'si de arz-ı endam etmektedir)
   Oyuncular desen : resmi geçitteler say. Con Hört (adamcağız neredeyse kuru erik gibi ama çok sağlam oyuncu), Geri Oldmın (fazla söze hacet yok), Kolin Fört, Tobi Cons (pek severim), Mark Strong, hepsi döktürmüş canım !..


     Ama kanımca en önemli faktör : senaryo.  Kasparov Karpov karşılaşması izler gibi oluyor insan. Sonlara doğru Smaylinin mide ilacını alıp almamadaki kararsızlığı, gerilim filmi tınlatması verir anlayan sinemafile.

   Bond filmlerini çok sevebilirsiniz (ben de öyle). Ama sinemadayken kafa çalıştırmayı sevmiyorsanız, eğleneyim, güzel vakit geçireyim diyorsanız. Gitmeyin, görmeyin. Hele de yanınızda "O kimdi ?", "Burası neresi ?", "Smayli kim, kontrol nerede ?" gibi sorularla sizi bunaltma potansiyeli olan bir şahsiyet (özellikle de cins-i latif) varsa kesin gitmeyin, görmeyin.  Lakin adamakıllı dönem filmi izlemek, oyunculuk görmek, zihninizdeki pasları açmak isteğiniz varsa kaçırmayın derim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder