Saraylı filmlerden hiç hazetmememe karşın, Medsmikkelsen ve yüksek puanlamaları nedeniyle başına oturduğumuz Danimarka filmidir.
18.yüzyılın sonu, Avrupa'da aydınlanma çağı yavaştan başlamakta, egemen sınıfsa yüzlerce yıllık baskıdan taviz vermemektedir. Danimarka'nın hafiften sıyırmış kralına hasbelkader "kral doktoru" olan, aydınlanmacı düşüncelerine meyyal bir Dan asıllı Alman başrolümüz, kraliçeye abayı yakar.
Saray filmlerinden hoşlanmamama karşın, senaryonun güç hırsı, iktidarı yönetmek, sınıfsal farklılıkların tezahürü gibi zamansız/zeminsiz ögeleri işlemesi hasebiyle, uzun süresine karşın ilgimizi düşürmeyerek izledik.
Nedir: o aydınlanma düşünceleriyle kaldırdığınız sansüre başvurulabiliyormuş (nefret edilen patronlara benzeme), uğruna hayatınızı koyduğunuz halk idam töreninize hiç tereddütsüz alkış tutabiliyormuş, entrika bilmeden muktedirlerle dans zormuş, saman altından su yürütmeniz gerekirse bunu oldukça alttan yapmanız gerekirmiş, aşk insanın gözünü kör edip olmayacak işler yaptırabilirmiş. Ve daha neler! Önererim yani.
Kırmızı Ve Siyah’ı hatırlattı biraz bana, o romandan çok etkilenmiştim, buna da bakayım, elinize sağlık:)
YanıtlaSilUmarım beğenirsiniz:)
YanıtlaSil