5 Ocak 2021 Salı

"Bay Uzay Gemisi" Philip K.Dick'in Toplu Öykülerinin İlki.

 
   Bay Dik'in romanlarının büyük kısmını bitirdim ama öyküleri es geçmişim (ne ayıp!). Büyülüfener Yayınlarının versiyonunu Begüm Hanımın çevirisini okudum (gayet de özenliydi çeviri). Tüm öykülerin sadece dokuz aylık bir dönemde (1951-1952 arası) yazıldığı söyleniyor. Söylentiler doğruysa: Dik Bey LSD'yi damağına yapıştırır, oturur daktilonun başına yerinden kalkmadan günlerce yazarmış. Ancak bunun doğru olması biraz güç, zirâ (zirâ?!) öyküler öyle fazla uyarılmışlıkla, başka boyutlarda yazılacak kadar uçuk değil (Bkz. William S. Burroughs"The Naked Lunch" işte bunda birtakım bilinç açıcı kimyasal/organik yardımcılar var!). Ama bu öyküler akıl fikir işi (bilinç akışı bile yok). 
   Bay Dik'in sorunu belli, gerçeklik ve paradigmamız. Bunlarla uğraşıyor ve bunu gayet iyi başarıyor. 635 sayfalık ve birçok öyküden mürekkep kitabımız, burada tek tek yazamayacağım, bakış açınızı sallayan metinlerle dolu. Bu verimli vaha, birçok filme/romana da konu olmuş. Kimilerini alta yazdım, daha da çok var. Olmayanları da eşeleyebilirler (fikirler kuntastik). Hele ki Roog diye bir öykü var ki, sinemaya aktarılabilemez. Nedir: dört ayaklı bir dostumuz, bir köpek gibi düşünüyoruz (kendi bakış açımıza geçtiğimizde "hah, anladım!" diyoruz ki tadından yenmez).
   Velhasıl; bilimkurguya meyyalseniz muhakkak, değilseniz (ama hayal etmeyi, şeylere farklı köşelerden bakmayı seviyorsanız) hararetle öneririm. Yoksa uzak durun!
Ayarlama Ofisi-The Adjustment Bureau
Barınak-Take Shelter (Cefnikıls bunu ben yazdım diyor ama doğrudan buradan apartma (arakolpa'yı bu konularda kandırmak zordur nitekim!))
Oyuncak Hikayesi-Toy Story
Silo-Silo
Hesaplaşma-Paycheck

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder