16 Şubat 2020 Pazar

"Türkiye'de Yeni Din Algısının Doğuşu" Okumak Gerek.

 
   Remzi Hoca üşenmemiş 1839'dan 1938'e kadar Tanzimattan Cumhuriyete din algısının neler geçirdiğini 11 başlıkta özetlemiş. 
   Din, bu coğrafyada hep önemli ve sosyal yaşamı belirleyen bir öge. Ancak son yıllarda bunun önemi daha da arttı. Neticede; tüm sosyal yaşamı, dinsel kurallara uydurmak isteyen yöneticilerin zamanındayız. Hal böyleyken, Tanzimattan Cumhuriyete geçişteki din olgusu nasıl bir değişim geçirmiş? Bilimsel aydınlanma dine nasıl bir etki yapmış (bu konudaki "yeni bilim Hristiyanlıkla çatışır, İslamiyetle uzlaşır" görüşü de meraklı zihinleri şallak mallak yapacaktır vesselam!)?, İslamiyet bilimsel gelişmelerle nasıl uzlaşmış (Newton fiziği ve güneş merkezli astronominin kabul edilip evrimin yadırganması (evrimin nasıl dine uydurulacağı konusundaki teolojik tartışmalar (ki burada Remzi Hocanın teolojik altyapısına şapka çıkarmak gerektir))? gibi soruların cevapları değilse bile durumları bir güzel açıklanıyor. Abdullah Cevdet ve Rıza Tevfik gibi isimlerin bu konudaki durumları, Diyanet İşleri Başkanlığı meselesi, Din Tarihi konusundaki çalışmalar, Kuran-ı Kerim çalışmaları (ki burada Elmalılı mealinin aslında yeni bir dini coşku yaratmaktan uzaklığına pek şaşırdım (ama sadece Fatiha Suresi'ne 100 sayfalık tefsir eklemesini öğrenince pek de şaşırmadım)) da kısaca özetlendikten sonra bu konuda ilahiyatçılara (malum, bu coğrafyada en çok teoloğun olduğu yıllardayızdır) şık bir vole ile "bu konularda biraz çalışıp, üretin!" düşüncesi ortalanıyor. 
   İlk Kuran-ı Kerim'in 1789'da St.Petersburg'da Kraliçe Katerina tarafından bastırıldığını, Abdullah Cevdet'in bugün yayınlamaya cesaret edemeyeceği "Akl-ı Selim" eserinin ilginç konu başlıklarını (misal: "Akıl ve Erdem İçin Din Hiç Gerekli Değildir", "İlahiyat Açık Bir Çelişkiler Zincirinden Başka Bir Şey Değildir" vs.) gibi malutmatfuruşluk hanenize ilave edebileceğiniz güzel bilgiler de vardır.   
   Gazzali'nin "İhyaü'l-Ulumi'd-Diniyye"si olduğu kadar, Cevdet Paşa'nın "Tezakir"i ve dahi moda ekonomistimiz Acemoğlu'nun "Ulusların Düşüşü"nden dipnotlar alınan (yani konuya hem eski hem de yeni kaynaklara başvurularak yaklaşılmıştır) bu hap gibi (96 s.) ancak zihni kesafeti ağır kitabı ıskalamamak gerektir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder