Bilimkurgunun kurucu babalarından Bay Wells, ölmeden altı yıl önce yazmış bu hikayeciği (hepi topu 80 sayfa). Bir gün Tanrı, Nuh Lammock'u ziyaret edip, kendisine bir takım görevler tevdi eder. Olaylar gelişir.
Zeki okur, Nuh Lammock'un Bay Wells olduğunu şıpınişi anlar. O pek keyifli gelen ilk bölümden sonra (nebliym, ilk hareketin sahibi zat ile yapılan sohbetler falan), öykü bir monologlar silsilesine dönüşür. Sonraki bölümlerden biri mesela kahramanın sıradan bir su sıçanı ile diyaloguna ayrılmıştır (hayli de uzun bu bölüm). Tüm bu diyaloglardan imbiğimize süzülen usare ise; Wells'in tarih, siyaset, ülkesi ve Marksizme yönelik tespitleri, eleştirileri. Bunu yaparken usta sıkılmış olacak ki, kitap pattadanak bitiyor (keşke biraz daha uzun yazsaydı!).
Bilimkurgunun kurucu babalarından, parlak bir zihnin hayatının sonlarına doğru yaptığı tespitleri okumak isteyen, türün meraklılarına öneririm.
Zeki okur, Nuh Lammock'un Bay Wells olduğunu şıpınişi anlar. O pek keyifli gelen ilk bölümden sonra (nebliym, ilk hareketin sahibi zat ile yapılan sohbetler falan), öykü bir monologlar silsilesine dönüşür. Sonraki bölümlerden biri mesela kahramanın sıradan bir su sıçanı ile diyaloguna ayrılmıştır (hayli de uzun bu bölüm). Tüm bu diyaloglardan imbiğimize süzülen usare ise; Wells'in tarih, siyaset, ülkesi ve Marksizme yönelik tespitleri, eleştirileri. Bunu yaparken usta sıkılmış olacak ki, kitap pattadanak bitiyor (keşke biraz daha uzun yazsaydı!).
Bilimkurgunun kurucu babalarından, parlak bir zihnin hayatının sonlarına doğru yaptığı tespitleri okumak isteyen, türün meraklılarına öneririm.
İlginize ve zarif yorumlarınız için teşekkürler. Yeni ağ güncenizi de takip edeceğin. Selamlar...
YanıtlaSilYazarı hiç okumadım, Dünyalar Savaşı ile başlamak istiyorum ama:) elinize sağlık..:)
YanıtlaSil