168 Sayfa, 13 öykü. Yatmadan önce okumalarında iki gecede bitti. Bitti bitmesine de, hangi kategoriye dahil edeceğimi bilemedim. Belgesel değil (her ne kadar sonunda 10 öykü için kaynakça verilse de!), anı değil (oysa "Babamı Beklerken" bildiğiniz otobiyografik bir metin). Neyse sonra Nazım Hikmet'in başrolde olduğu "Yaratma Gecesi"nin, ödüllü bir öykü olduğunu öğrendim ve kitabımızı öykü kitabı olarak adlandırdım.
Bay Yıldız, tarihteki bir takım dönüm noktalarını edebiyatla harmanlayarak ilginç bir türü satırlara dökmüş. Protagonistler tarihi resm-i geçit gibi. Nizamülmülk'ten, Hazar Kağan'ına, Muzaffer Buyrukçu'dan Nazım Hikmet'e, Papa Urbanus'tan Sultan Alparslan'a bir dolu (daha önce duyduğunuz duymadığınız) önemli şahsiyet arz-ı endam ediyor.
Öykü okumuşluğumuz da var, tarih de. Bu metinler her ikisine de göz kırpıyor. Tarihi olarak örtüştüğü noktalar vardır muhakkak ancak böylesi kurgular işin içine girdiğinde bir nevi tarih-kurgu diyebileceğimiz öyküler ortaya çıkıyor. Anlatılanların tarihte yaşanmış olduğunu düşünürseniz, öyküleri daha bir dikkatle okuyor ve dağarcığınızdaki malumat taşlarının daha bir yerine oturduğunu görüyorsunuz.
Yazarımızın diğer kitapları da okuma listemde. Edinip okuyunca diğer öykülerle olan benzerliğini doğrusu merak ediyorum. Ancak çok insaflı rakamlarla bulabileceğiniz bu kitabı hem öykü hem tarih meraklılarına hararetle öneririm.
Nizamülmülk ün öldürülmesi olayı çok içimi acıtıyor tanıtım için çok teşekkür ederim
YanıtlaSil