160 Sayfa, Sonuna kadar aynı dikkatle okumakta bazen güçlük çekilebilir (ben çektim!). DNA örneklemeleriyle ilgili bölümün okunması kimi zaman bezdirici olabiliyor. Yazarımızın etolog ve evrimsel biyolog olması hasebiyle kimi satırlar oldukça bilimsel bilgi içeriyor. Okurdan aynı dikkati beklemek biraz güç. Buna mukabil ilk bölümde DNA ile ortaya konulan teknik detay, kitabın tümü boyunca muhayyilemi zorladı.
Analog ve dijial arasındaki farkı belki biliyorsunuzdur. Burada kısaca açıklamaya çalışayım. Analog sistemde verinin tümü belirli değerlere sahiptir ve aktarım sırasında bunların bozulma ihtimali oldukça yüksektir. Evet! verinin tamamını ilk ve tek haliyle ele aldığınızda size onun hakkında çok detaylı bilgiler verir ancak kopyalandığında birtakım kayıplar olur, binlerce kopyalamada ise önemli veri kaybı olur (bir belgenin bin kez fotokopisini çektiğinizde son kopyada elinizde sadece gri bir gölge kalması gibi). Oysa dijital aktarımda verilerin sadece iki alternatifi vardır 1 ve 0. Veriler sadece bu iki alternatifle saklandığından ve bunların kopyalanmasında da bu iki alternatif değerlendirildiğinden kopyalamada hatasız sonuç verir (dijital telefon santrallerinde hiç hışırtı olmaması gibi).
İşte ilk bölümde DNA'mızın haritasının dijital olduğunu öğreniyoruz. Üstelik yerküremizde DNA'ya sahip olan canlıların tümü çok benzer bir DNA yapısı ile yaşayakalıyor ve bu DNA'yı eksiksizce kopyalıyor (ürüyor!). Yazar bunu bir ırmağa benzetip, yaşam formlarını bundan ayrılan küçük kaynaklar olarak değerlendiriyor. Kitabın bundan sonraki bölümleri ilk bölüm kadar ilgi çekici değil (en azından benim için). Yazarın daha önceki kitaplarında pek çok kez ele aldığı mükemmel tasarım, tersine mühendislik, göz teoremi gibi konularda somut açıklamalar var.
Ancak o ilk bölüm yok mu! Sadece bunun için bile okumaya değer. Eğer biraz da bilimkurguya ilgi duyuyorsanız. Belki de uygun kodlanmış bir DNA'nın primordial çorbanın içine bırakıldığı bir deneyin sonucu olup olmadığınızı sorgular bulursunuz kendinizi.
Akademik yönü kuvvetli kitaplar, okuması zor olsa da, bireylere eklediği değer bakımında oldukça kıymetliler. Bu tarz kitaplarda en arkada sözlük olması, temel konuları anlamlandırmak için faydalı olabilir.
YanıtlaSilTamamen katılıyorum. Kimi zaman sözlük de kifayet etmiyor :)
Sil