E-kitap olarak yayımlanmış. Kitapçılarda bulamıyorsunuz yani. Sevan Nişanyan'ın son beş yılda çeşitli mecralarda yazdıklarının bir derlemesi. 700 sayfa (basılsaymış hakikaten ağır olurmuş).
Şimdi bazı alıntılar :
"Bu ahlaksızlığı yemeyip açık açık konuşan üç kişi çıktı sadece : çağın en dürüst yazarı Refik Halit, ahlak üzerine kafa yormuş tek filozofu (yalan) Rıza Tevfik, memleketin en "batılı" aydını Ali Kemal."
"Eğer emperyalizm ise, böyle emperyalizme can kurban." S.55
"Türkiye'de mevcut yapının daha fazla sürdürülemeyeceği apaçık ortadadır." S.88
"Bu yüzden askeri liseler kaldırılmalıdır."S.145
"Erzurum Kongresi denilen şey Ermeni katliamından nemalanan ve Ermenilerin geri döneceği korkusuna kapılan mütegallibenin direniş toplantısıdır."S.167
"Kapitülasyonlar sayesinde Türkiye kalkınmaya başlamıştır."S.311
"Benim yorumuma göre soykırımın sona erdiği tarih 1983-1984'tür, yani Özal dönemidir."S.350
"Siz ihtiyarlara kulak asmayın, nasıl olsa yakında ölüp gidecekler."S.374
"Bu durumda Türk tarafının tek umudu, Gülen hareketi gibi İslami inancı pragmatik bir örgütçülük anlayışıyla birleştiren bir sivil teşkilatlanma olabilir."S.452
"Doğubeyazıt'ta MM Migros vardı. Tavaf eder gibi dolaştım, rafları okşadım. O bolluk, o ihtişam, o emek ! Bir sürü alacalı bulacalı işe yaramaz mal belki, evet. Ama başka ve uzak bir dünyaya açılan bir kapı. İnsanları o sefil kasaba yaşantısının ötesine çağıran bir siren şarkısı."S.591
Objektif eleştiri : kitap rahatlıkla hafifletilebilirmiş. Nişanyan'ın yaptırdığı kaya mezarı hakkında bir dolu yazı var. Röportajlar, kendi yazdıkları, başkasının yazdıkları... Konu temcit pilavı gibi hep aynı şeyler söylenilerek tekrar önümüze geliyor. Kaya mezarı dediğim de misal. Bunun gibi pek çok şey var.
Subjektif eleştiri : nerden başlasam bilmem ki !
Nişanyan, cumhuriyete ve kurucularına marazi bir nefret duyuyor. Liberal ama zehirli bir liberal. Umudu, Gülen hareketi mesela. Askeri liselerin kaldırılması gerektiğini taa o zamanlar söylemiş (öyle de oldu (herhalde cumhuriyetin berhava edilmesinin adımlarından biri buydu)). Resmi söylemin dik karşısında. Fakir de karşısında ama Nişanyan'la aynı yerde durmuyor. Benim durduğum yerden ise Nişanyan, resmi söylemin çok daha uzağında.
İrfan alırım, başka bir bakış açısı öğrenirim diye okudum. Tansiyonum çıktı. Aşırı milliyetçiler; linç psikolojisinden uzak kalmaları gerektiğinden uzak dursunlar.
PS : Yazarları, yaptıklarıyla değil yazdıklarıyla değerlendirmeye çalışırım. Bu minvalde, Dostoyevski'nin kumarbaz olması, Freud'un çocuklarına kötü davranması, Allen'ın üvey evlatlığıyla evlenmesi beni hiç ilgilendirmez. Ama Nişanyan dendiğinde aklıma; karısının başına döktüğü bir kavanoz bok geliyor. Emek verilmiş, ince ince işlenmiş bir kötülük; her ne kadar objektif kalmaya özensem de aklımdan çıkmıyor bir türlü.