İlk defa zevkle izlediğim Netflix filmidir.
Nedir : bu netfliks filmleri her bir şeyi doğru dürüst yapıyorlar ama nedense tuzsuz yemek gibi işler çıkarıyor(du). Bilimkurgu olsun, fantazya olsun süpersonik fikirleri, kocaman bütçelerle kotarıp ortaya patlıcanı kızarmış değil de fırında yumuşatılmış karnıyarık gibi filmler oluyordu. Bu kez öyle değil ama...
Kohen biraderleri zaten severim. Pek nevi şahsına münhasır işler çıkarırlar (yalnız True Grit'te biraz hayalkırıklığına uğramıştım). Bu kez de, her sahnesi ısmarlama takım elbise gibi ince ince işlenmiş bir pelikula çekmişler. Altı hikaye var. İlkinde filme ismini veren Bastırskrags namıyla mülakkap bir silah efendisi hikayeyi doğrudan seyirciye anlatıyor. Pek de eli hızlı. İlk hikayedeki çatışma sahnelerinde bir Dizniy filmi izlemediğinizi şıpınişi anlıyorsunuz (kan gırla (ama bir Tarantillo değil)). Barda vurulan adamcağızın kurşun deliğinden güneş huzmelerinin girmesi gibi küçük detaylar, ancak dikkatli sinefilin gözüne çarpar. Neyse bu altı hikayenin hepsi ilki kadar şiddet içermese de hepsi kendi içinde bir bütünlük sağlıyor.
Kohen biraderler, vahşi batı kitaplarının görsel versiyonunu çekmişler. İzleyiciye sadece arkasına yaslanıp hikayeleri izlemek kalıyor. Yalnız bu altı öykünün hepsi de ilginç düşüncelere gark ediyor sinefili (son öyküye dikkat ! (arabacı yolda durmaz "şirket politikası")). Kendi bakış açımdan (hangi öykü olduğunu hatırlamıyorum) Layımniisın'ın oynadığı öyküdeki hikaye pek hoşuma gitti. İnsanlara Shelley'den Ozymandias'ı okuyan (çok da güzel okuyor çocuk) kolsuz bacaksız bir sermayeye sahip hanzo bir karakterin, hesap yapan bir tavuk karşısındaki ikilemini (daha da ayrıntı vermeyip güzelim filmi faş etmeyelim kaygısındayım) günümüze uyarladığınızda zihninizde ilginç bir aydınlanma yaşıyorsunuz.
Tanıtımın kısası makbuldür. Amerikalı sığır çobanı öykülerine (western de diyorlar) meraklıysanız ve iyi bir film izlemek istiyorsanız kaçırmayınız (ama sadece kovboy filmi izlemediğinizi de hesaba katmanız gerek).
Kohen biraderler, vahşi batı kitaplarının görsel versiyonunu çekmişler. İzleyiciye sadece arkasına yaslanıp hikayeleri izlemek kalıyor. Yalnız bu altı öykünün hepsi de ilginç düşüncelere gark ediyor sinefili (son öyküye dikkat ! (arabacı yolda durmaz "şirket politikası")). Kendi bakış açımdan (hangi öykü olduğunu hatırlamıyorum) Layımniisın'ın oynadığı öyküdeki hikaye pek hoşuma gitti. İnsanlara Shelley'den Ozymandias'ı okuyan (çok da güzel okuyor çocuk) kolsuz bacaksız bir sermayeye sahip hanzo bir karakterin, hesap yapan bir tavuk karşısındaki ikilemini (daha da ayrıntı vermeyip güzelim filmi faş etmeyelim kaygısındayım) günümüze uyarladığınızda zihninizde ilginç bir aydınlanma yaşıyorsunuz.
Tanıtımın kısası makbuldür. Amerikalı sığır çobanı öykülerine (western de diyorlar) meraklıysanız ve iyi bir film izlemek istiyorsanız kaçırmayınız (ama sadece kovboy filmi izlemediğinizi de hesaba katmanız gerek).