Siyah Beyaz (kendi adıma hiç şikayetçi olmadım, bilakis pek bir hoşuma gitti).
Başrolde 81 yaşındaki Brusdörn (sağlam oynamış (o sarsak yürüyüşler falan)), yardımcı rollerin hiçbirini tanımıyorum.
Hiç bir aksiyon yok (dövüş sahnelerine bayıldım). Hele holivut klişeleri hiç yok.
Müzikler güzel.
Senaryo usul usul akıyor, heyecanlı dönüşler, meraklı beklemeler, trajik sonlar yok.
Yönetmen Bay Peyn; daha önce de yaptığı (sürüden ayrı) işlerle (Descendants, About Schmit) kendini göstermiş bir insankişisi.
Son dönemde izlediğim, hayatı olduğu gibi yansıtan tek holivut filmidir.
Uyduruk bir piyangodan; kolpa olduğunu altı yaş üzeri, 70 yaş altı her okumuş yazmış kişinin ayabileceği, bir milyon dolarının kendini beklediğini zanneden vuudigrent (- Alzheimer değil ama insanların her dediğine inanıyor. - Daha kötü !), yürüye yürüye paracıklarını almaya hallenir. Konu budur.
Paranın insanlarda yarattığı değişim. Artık sona yaklaşmış bir kişinin haleti ruhiyesi (ölecek gibi dururken, kaybolan bileti aramak için birden hallenişi, gıcır kamyoneti sürerken oğlunun gizlenmesini istemesi). Akbaba akrabalar. Humorlu bir anne (en güldüğüm sahnenin lambası da şuracıkta). İnsanlararası iletişim. Ebeveynlerin sırları. Bunlar ve hayata dair diğer şeyler sıkıcı ortaamerika (her çekim (siyahbeyazlıktan mı dedim kendime. Yok değil) sanki bir fotoğraf karesi) dekoru önünde yavaş yavaş yediriliyor sinefile.
Uzun da (1s55d). Bir yerlere yetişme gayreti içindeyseniz, eğlenmek için izliyorsanız muhtemelen sıkılacaksınız. Ama vakit, gaile kaygınız yoksa; iyi sinemayı seviyorsanız hoşunuza gidecektir.
Filmin sonlarına doğru "hımmm, sıkılıyormuyum neyim ?" diye kendime sorduğum oldu. Ama film bitince ertesi günü bu yazıyı yazarken lambalarına bir göz gezdirdim, "iyi filmmiş" diye söylendim kendime.
Paranın insanlarda yarattığı değişim. Artık sona yaklaşmış bir kişinin haleti ruhiyesi (ölecek gibi dururken, kaybolan bileti aramak için birden hallenişi, gıcır kamyoneti sürerken oğlunun gizlenmesini istemesi). Akbaba akrabalar. Humorlu bir anne (en güldüğüm sahnenin lambası da şuracıkta). İnsanlararası iletişim. Ebeveynlerin sırları. Bunlar ve hayata dair diğer şeyler sıkıcı ortaamerika (her çekim (siyahbeyazlıktan mı dedim kendime. Yok değil) sanki bir fotoğraf karesi) dekoru önünde yavaş yavaş yediriliyor sinefile.
Uzun da (1s55d). Bir yerlere yetişme gayreti içindeyseniz, eğlenmek için izliyorsanız muhtemelen sıkılacaksınız. Ama vakit, gaile kaygınız yoksa; iyi sinemayı seviyorsanız hoşunuza gidecektir.
Filmin sonlarına doğru "hımmm, sıkılıyormuyum neyim ?" diye kendime sorduğum oldu. Ama film bitince ertesi günü bu yazıyı yazarken lambalarına bir göz gezdirdim, "iyi filmmiş" diye söylendim kendime.