Güncel bilimkurgu izleyelim diyerek oturduk başına. Netflix'in bilimkurgularında herşeyin tamam ama lezzetin az olduğunu daha önceleri tecrübe ettiğimizden beklenti çıtamı düşük tuttum. Zaten bütçesi 5 milyon $'mış.
Film başladı, insanlık yok oldu. Hah dedim "geliyor mis gibi distopya!". 113 dakika çabucak geldi geçti. Düz bilimkurgu olarak izleyen sinefil filmin sonunda "ne oldu şimdi ya!" diyebilir. O şapkayı takarak izlediğimden ben de aynısını dedim. Sonra sinefil ve bibliyofil birikimimi aynı anda işletmeye çalışarak (fularımı taktım bir güzel) filmi tekrar yorumlamaya çalıştım. Takıldığım ayrıntılara bir daha bakmak için başa sardım, durdurdum, düşündüm, lugat paraladım. Veee filmimizin izleyiciyi eğlendirmenin ötesinde başka bir vizyonu olduğunu gördüm.
Bakire bir anne tarafından büyütülen potansiyeli yüksek bir çocuk (bilinen bir dini çağrıştırıyor değil mi?), Rachel, Jacop gibi bilinen bir kitaptaki ünlü karakterleri ön plana çıkararak izlerseniz, düpedüz din propagandası.
Okunan kitaplar ("Oz Büyücüsü", "Mars Tanrıları"), dinin ipine sarılan inançlı kişilerin halleri, rasyonel adolesanın son seçimi (ve elbette geldiği (üst akıl tarafından getirildiği) mertebe), sınavların sadece salonlarda verilmediği (aslınta yaşanan tüm sürecin bir sınav olduğu) gibi değişkenleri düşündüğünüzde ise çok daha başka bir film.
Her halûkarda beklentilerimin üstünde çıkmış bir kordeladır. Bakmayın IMDb'deki düşük puanına, kafa açmak isteyenler izlesin...