30 Yaşındaki hemşire/bakıcı Lizacığın hayatındaki en iyi arkadaşı Tomy Tani diye bir Japon şarkıcının hayaletidir (en azından Liza için öyledir). Derken olaylar gelişir.
Hep kısa filmler çekmiş olan yönetmen beyin (vallahi adını yazmaya erindim, isminde çok acayip yazı karakterleri var) ilk uzun metraj filmidir. Yönetmen bey Macardır.
Açılış sahnesinden kapanış sahnesine kadar Wesendırsın renkleri kadrajları kullanılmış, şükela müzikler seçilmiş, olayların birbirine bağlanması dantela gibi işlenmiş, kurgu asla sarkmamış, son onbeş dakikaya kadar laylaylom giden senaryo finalde ciddi bir zemine oturtulmuş, izleyicinin yüzünde hep bir gülümseme peydâh ettirip "iyi hissettiren" bir film olmuştur.
Nedir : düz izleyici öyle gülümseyerek izler yazılar bitince kapatır. Sıkı sinefil ise moda korku filmlerine yapılan sıkı göndermelere (bkz.Liza polis sorgusundayken arkadan yaklaşan kameraya eşlik eden garip seslerin kahve makinesinden gelmesi), kapitalizm eleştirilerine (hızlıgıda dükkanlarında verilen plastik çocuk oyuncaklarının bebeciklere etkileri), karşılıksız aşka karşı ölüme verilen mücadeleye falan dikkat eder, iki kat keyif alır.
Fantasmaya ve aşk filmlerine ilginiz varsa 24 ödüllü ve memleketimde vizyona girmeyen/girmeyecek bu filmi kaçırmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder