Yok arkadaş, yaşlanmışız !.. Yazma hassam olsa 80'ler ve hatta 70'lerde çocuk olmayı yazacak kıvama gelmişim. Elin adamı (Bay Aydemir) 90'larda çocuk olmayı yazmış, pek de şükela olmuş.
Dost tavsiyesiyle alıp okuduğum, başlamamla bitirmemin bir olduğu (İstanbul-Kavala arası otobüs yolculuğunda biter gibi olup Taşoz feribotunda nihayete ermek), okumalara doyamadığım, gecenin bir yarısı kıkır kıkır gülmekten uyuyan otübüs yolcularını taciz ettiğim, sadece 222 sayfa olmasına çok bozulduğum kitaptır.
Bay Aydemir, televizyon ve sinemada güzel reyting/gişe yapmış işlerin senaristi. Kendi adıma (kızımın zoruyla da olsa) "Kardeş Payı"nın kimi bölümlerini izlemişliğim vardır. İşte o işi yapan kafanın nasıl bir kafa olduğunu anlamanın yolu kitabımızı okumaktan geçer.
Bir kere girizgah, ciğerime çengeli attı. Ferhan Şensoy kitaplarına olan iptilaya aşina bir bünyem var çünkü. Sonrasında, ilk sayfadan başlayarak bir elinden bırakamama durumu oldu. Hayır okuma maymunluğumu da biliyorum. Biliyorum ki net beş saatte bitecek. Adam olan kişi bunun sündüre sündüre okur bir haftaya yayar. Olmuyur kardişim. Başlayınca biten bir yapısı var. En son "Darağacında Üç Fidan"ı okumaya başlayan ve hala bitiremeyen sevdiceğim bile (4 sene önce başladı) üç günde bitirdi bu kitabı. O derece !..
Olaylar mahallede geçiyor. Mahallelerin yavaştan yok olmaya başladığı zamanlarda. İlk satırlardan itibaren, mekanı, zamanı, kişilikleri net bir şekilde muhayyilede canlandırıyorsunuz. Üstelik bunu dokuz yaşındaki bir çocuğun gözünden yapıyorsunuz. Birinci bölümün sonunda çeteye dahil oluyor, sonuncu bölümün sonunda çeteden ayrılıyorsunuz.
Öyle subliminal, maxliminal (var mı böyle bir şey ?) mesajlar, durup düşünülecek paragraflar, çıkarılacak dersler yok. Fırlama bir naiflikte yazılmış süpersonik bir durum komedisi var. 30'lu yaşlarını geçmiş her kâri kitapta kendinden bir şey bulacaktır. Bünyede azıcık da olsa humor barındıran insan, gülümseyerek, kıkırdayarak okuyacaktır.
Altı ay geçsin, bir kez daha okuyacağım.
Fiyatı 15 TL. Geliri Koruncuk Vakfı'na bağışlanıyor. Bu minvalde, satın almalı, korsana (zinhar) yanaşmamalı, okunmalı, okumayanlar da kibar bir şekilde uyarılmalıdır.
Bakınız kibarca uyarıyorum, alınız okuyunuz.
Kendimce şöyle de bir güzelleme yapayım :
Ferhan Şensoy kitapları kaymaklı ekmek kadayıfıysa, bu kitap da en azından şöyle gülsuyu, narı, cevizi yerinde, iç ferahlatan bir güllaçtır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder