Güney Fransa'da Çingeneler ve Türkler arasında geçen bir Romeo-Juliet hikayesidir.
Açılış sahnesi öyle bir kamera tekniğiyle çekilmiş ki, genç aşıkların halet-i ruhiyesini iliklerimize kadar hissediyoruz. Derken film başlıyor. Bay Gatlif'in filmlerine hastayız. Kendine özgü tarzı var, o tarzdan hazzediyoruz. Filmimizde de aynı üsluptan kupleler (ay ne şirin tamlama oldu !) bolca vardır. Uçlarda yaşayan karakterler, gelinlikle koşuşturan gelinler, biraz kan, biraz duman, çekilen bıçaklar, düellolar, dogmalar ve olmazsa olmaz şükela müzikler.
Adeta; Guguk Kuşu'nda balığa giden tımarhane sakinlerinin otobüsüne binmiş ve uçuruma seğirttiğimiz bu günlerde, elbetteki bu filmimiz fazla kopya ile vizyona girememiş, daha ilk haftadan itibaren "Başka Sinemalar"da gösterilebilmiştir. Ancak haftaiçi, yağmurlu bir akşamüstü gittiğimiz salonun adeta dolu olması mutluluk vericidir.
Lakin demek zorundayız, çünkü bu işin bir lâkini var. Bana göre Bay Gatlif'in izlediğim en zayıf filmidir. Evet, daha önceki filmlerinde de boşluklar olmuş, kurguda sorunlar zuhur etmiş, "hay karamba !" dediğimiz anlar olmuştur. Amma filmin içinde bir şey (adlandıramıyorum mevcut kelime haznemle) beni çekmiş, sonuna kadar getirmiş, arşive atmış, ikinciye ve hatta üçüncüye (misal Laço Drom) izlemiş olmuşumdur (körpe kâriye not : Ercüment Menemen tarzı cümle bu oluyor).
Geronimo'da öyle olmadı. Belki üç saatlik film, yarı yarıya kısaltılınca karakterler böyle boş kaldı (Şarlotrempling'in gençliğine feci halde benzeyen Geronimo, kaktüslü viranede neler yaşadı ? Tarık neden kadük bir karakter ? gibi sorular). Karakterlerin iyi oturtulamamasına karşın, 10 dakikalık bir gelinlikli koşma sahnesine ne gerek vardı ? (oradaki flora Bay Gatlif'e cazip geldi zaar). Kurgu niye böyle aksak (eş zamanlı sahnelerin arasında ciddi zaman farkları var). Senaryo neden akıllara zarar bir akış izliyor ? Her zaman vecd ile izlediğimiz ve dinlediğimiz flamenko sahnelerinde niye mix girer ? Tomasito niye piyasa bir şarkıyla harcanır ? Tim Seyfi tam da tansiyonu yüksek bir düellonun ortasında neden bir İbrahim Tatlıses şarkısı çığırır ?
Biz faniler bu soruların cevaplarını bilemeyiz. Bay Gatlif çekmiş, bize de izlemek düştü. Bazı yerlerde aşkın ne öforik bir hâl olduğunu anımsadık, kimi zaman Toni'nin eski filmlerinden sahneleri anımsadık, arada dikkatimiz düştüğünden esnememize engel olamadık ama olsun. Aklımızda kalan : yine gereksiz dediğimiz o floranın içinde koşan gelin, motosikletli açılış sahnesi, İbrahim Tatlıses'li düello oldu.
Meraklısı izleyecektir. Diyeceğim : ilk defa Gatlif filmi izleyecek olanlaradır : Bay Gatlif'in daha başka filmleriyle başlasınlardır, bir ihtimal sonra bunu sevebileceklerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder