Sunay Bey hep bildiğiniz gibi.
Son yıllarda okuduğum en korkunç kitabı bitiremedim (pek yakında bu güncede). Okuduklarım uykumu kaçırmaya başlayınca dedim "bir "ara okuma" kitabı bitireyim de aklım başıma gelsin.". Başladık Sunay Bey'in bayrak metaforlu kitabına, yatmadan evvel yapılan yarım saatlik dört okuma ile sonunu getirdik (aklım başıma geldi mi ? hayır ! çünkü arada Interstellar'ı izledim, beyin yine mavi ekran verdi).
Yazarın üslubuna aşinaysanız ve daha önceki kitaplarını okuduysanız, biraz bıkkınlık verebilir. Nedir : ardarda gelen bilgi bombardımanı zihinde bir süre sonra lakaytlık yaratır ve bilgileri kaydetmekten ziyade yazının akışına yoğunlaşırız.
Seçilen konuların yelpazesi, kallavi bir endülüs yelpazesini kıskandıracak çeşitliliktedir. Osmanlı tarihi de vardır, ecnebi tarihi de, şiirler, şarkılar, dedikodular, kıskançlıklar, hoşluklar, acılar, kahkahalar, tutuklamalar, yalanlar, dolanlar, gerçekler, hurafeler, siyam ikizleri, şairler, ressamlar, ilk kadın heykeltraşımız, cadıların uçan süpürgeleri (ki bu bölüm sabi sübyana okutulmamalıdır) ve daha neler.
Gündemden, yaşananlardan, hayhuydan fenafillah olanlar usturuplu okuma ararlarsa, ne duruyorlar efenim. İşte de huzurunuzda, gözlerinizin, zihninizin emrinde "Ayçöreği ve Denizyıldızı". Her türlü anksiyeteye şıpınişi çözüm. Pırıl pırıl olmak isteyenlere.
Bazı yazılar zülf-ü yare dokunur niteliktedir ama. Son yazıdan bir kuplecik : "Güneş ışığının kendisini yok edeceğini çok iyi bilen vampir, bütün pencereleri siyah perdelerle kapatmak istiyor." Burada elbette seyrek bıyıklı, sinirli şahsiyetlerin üzerlerine alınmaması gerektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder