Nasıl hicap duyuyorum bilemezsiniz !
Hasbelkader iki yılı aşkın süredir Ankara'da yaşıyorum. Kısmetse Foça'ya döndüğümde özleyeceğim nadir keyifli anlardır, Ankara Türk Dünyası Müzik Topluluğunun konserleri.
Bir topluluk düşünün ki, Türkçe konuşulan tüm coğrafyalardan geleneksel repertuvarı derleyip her ay ücretsiz konserler versin.
Bir topluluk düşünün ki müzik dağarcığında medeniyetin beşiğinde yatan külli ezgiler (hem de kadim olanlarından) bulunsun. Derledikleri tüm ezgileri şahane bir disiplinle, kulağa en hoş gelen şekliyle icra etsin. Topluluğun tüm sazende ve hanendeleri, başta şefleri olmak üzere izleyiciye müzikal anlamda unutulmaz anlar yaşatsın. Üstelik ayda bir kez olmak üzere ücretsiz (ÜCRETSİZ) olarak, herkese açık olarak konser versin.
Hicaba gelirsek.
Bu mümtaz topluluk, konserlerini (şimdilerde nedense kapanan) Operet Sahnesinde verirdi (Resim Heykel Müzesinin içindeki şükela yaldızlı salon). Salonun koltuk kapasitesi pek azdı. Kimi konserlerde koridora sandalyeler falan konulurdu. Şimdi konser yerleri değişti. Gençlik Parkı Kültür Merkezinde konser veriyorlar. Oranın koltuk sayısı fazla. Bu akşam salonun sadece yarısı doluydu (balkona bakmaya içim elvermedi). Seyircinin azlığına rağmen, topluluk Kerkük'ten Kırım'a, Prizren'den Uyguristan'a, Gagauzya'dan Tiva'ya çok değişik coğrafyalardan ezgileri mükemmel icra etti. Fakir; Baba tarafından Kosovalı, Ana tarafından Çerkes olduğundan her coğrafyanın ezgilerinde duble mest oldu. Ama konserin sonlarına doğru dolan salon, finalde Tiva'dan "Turan Yurt" destanından bir türküyle iyice coştu.
Konserlere davet ettiğim ve icabet ettikçe bu gecelerin müptelası olan Türkmenistan'lı bir arkadaşım "Kuşt Depti" türküsünün Türkmenistan'da bile bu kadar güzel söylenmediğini söyledi. Herhalde diğer coğrafyalar için de aynı hassasiyeti gösteriyorlardır. Benim hayret ettiğim : Azerbaycan'dan seslendirilen bir türküden sonra aniden Kerkük ağzına yaptıkları inanılmaz geçiştir. Bu geçişler kolay geçişler değil.
Işık, ses, kostümler, solistler, danslar, repertuvar, sesler ve sazlar için söyleyecek hiç bir şey yok. Şehirde yaşayıp da bu nimetlerden faydalanmayanları, müzikten, kültürden imtina edenleri anlamıyorum. Aynı saatlerde tıklım tıklım olan AVM'lerde dolaşan kuru kalabalıkların vitrinlerde alamadığı metalara bakıp, bu faaliyetlerden uzak durmasını anlayamıyorum. Topluluktaki insanların gözlerindeki ışığı, yaptıklarından duyduğu gururu paylaşmayanları hor görüyorum. Ve bu topluluk adına, katılımın sefaleti yüzünden aşırı derecede hicap duyuyorum.
Topluluğun sonraki konseri 19 Aralık 2014 Perşembe akşamı 20.00'da Gençlik Parkı Kültür Merkezinde. Metro istasyonundan beş dakikalık yürüme mesafesinde. Kaçıracaklar ve kaçıranlar utansın.
Bu ezginin, herhangi bir siyasi partinin (ki temellerini etnik değil dinsel temele oturtan bir siyasi partinin) tematik ezgisi olmasından da hicap duyuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder