"Evet benim adım Matthew Scudder.
Yıllar önce alkolden dumanlanmış kafayla iki suçlunun peşindeyken seken bir kurşunum yüzünden hayatını kaybeden küçük bir kızın hayali gözümün önünden gitmediğinden polislikten ayrıldım.
O günden beri dostlarıma iyilikler yapıp karşılığında para alarak "özel dedektif"liğe benzer birşeyler yapıyorum. Karımdan ve para göndermek dışında pek babalık yapmadığım iki oğlumdan ayrıldım.
Eski hayatımı tamamen bitirdim. Sefil bir otelde yaşayıp, sık sık içiyorum. Alkolik değil içki içen bir adam olduğumu iddia etsem de düpedüz alkolik sayılırım.
Katır gibi inatçıyım.
İpin ucunu yakalayınca sonunu buluncaya kadar bırakmam.
Elanie diye akıllı bir fahişeyle iyi giden bir dostluğum var.
Mick Ballou diye bir suçluyla iyi içiyorum.
Maceram 1976'da başladı.
2011'de son kitabım basıldı. Büyük resim aslında 2005'de bitmişti lakin paragöz yazarım (pek azı para sevmez) bu pilavın daha çok su kaldıracağını öngörerek 2011'de bir fleşbek yapıp okurları sevindirdi.
Yıllar geçtikçe beni yazan adamın diğer popüler kahramanının (Bayan Rhodenbarr'ın sevgili oğlu Bernie) aksine yaşlanıyorum.
Hayatımda siyah ve beyazlar yok, griler arasında yaşıyorum.
Bir noktadan sonra Adsız Alkoliklerin toplantılarına katılmaya başladım ve hayatım "bir gün daha içmemek" hedefine yöneldi. Şimdilik iyi gidiyor.
Suçluluk ve masumiyetten ziyade dürüstlük ve hıyanet kavramlarıyla alakadarım.
Acımasız olabilirim. Okur; tam bir özdeşleşme yaşarken aniden beni soymaya çalışan bir kapkaççının dört parmağını da kırarak okuyucuyu kaçırmayı bilirim.
Küçücük (iç cebe sığacak kadar) kitaplarım var. 16 tane falanlar sanırım (sonuncusu çevrilmedi (henüz)).
Çok kolay okunacak şekilde yazıldılar.
Dikkatli okurlar yazarımın hayatıyla benim hayatımın kimi noktalarda (Adsız Alkolikler ve alkol sorunu gibi) kesiştiğini söylüyor. Bilmiyorum, ben canlı bile değilim.
Bu satırları yazan karbon bazlı organizma; ne zaman kafası karışsa, algı şoku yaşasa, kafasının dolduğunu hissetse beynini resetlemek için benim seriyi baştan sona hatmeder. Genelde bunu 20 günde falan bitirir. Yazılanları okumak biraz serttir. Diyalogların haricinde pek komedi yoktur. İnsanların iyiliği kötülüğü dürüstlüğü değişkendir (hayatta öyle değil midir ?). Yine de arada okumak iyi gelir.
Liam Neeson'un bu yılın sonunda "Ölmenin Sekiz Milyon Yolu"nda beni canlandıracağını söylüyorlar.
Hiç umurumda değil.
Sadık okurun muhayyilesinde çevireceklerinden daha güzel onaltı tane film var.
Kitaplarımı okumak size bir şey kazandırmaz, tefekküre neden olmaz, zihninizi daha iyi çalıştırmaz ama başladığınızda bitirmek zorunda kalır bir sonrakini merak etmeye başlarsınız. Üçüncü kitaptan sonra, yaşanan yerlere, ikincil karakterlere aşinalık geliştirir, hayalgücünüz de kuvvetliyse zihninizde canlandırırsınız, farkına varmadan bağımlılık yaratabilirim.
Karar sizin. Haydi bana eyvallah !"
Fakir de Sıkadır'ın hep böyle vedalaşmasını ister....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder