11 Şubat 2025 Salı

"Ölüm Peygamberi" Sınıflandırılamayan Roman!

 18. yüzyılda Rio'da geçiyor olaylar. Seri bir katil, bitikken sadece bu vaka için göreve çağrılan bir dedektif (Yüzbaşı Alvaro). Gariptir! seri katillerde iş hep bitik dedektiflere düşer. Orta hacimli (384 S.). Yaşanan çağa ilişkin okurun ilgisini çekecek detaylar güzelce işlenmiş (engizisyon, aydınlanma hareketleri vs.). Kimi karakterlerin içi fazlaca doldurulurken (Osana'yı güzellemek için yapılanlarla rahat kısa kısa beş bölüm yazılır), kimi önemli karakterlerin altı biraz boş bırakılmış. Şiddet, kan bol miktarda. İlk on bölümden sonra sardı, güzelce ilerliyorken ikinci kısıma geçince, ilk kısımda okuduklarınızdan bir miktar (hem de mebzul bir miktar) kopuyorsunuz. Derken; tüm polisiyelerin olmazsa olmazı, o herşeyin çözümlendiği son sahneye geçiyorsunuz. İyi güzel. Derken; bir acaip takla attırılıyorsunuz. İşte yazının başlığındaki sınıflandıramama durumu burada oluşuyor. Acaba tarihi roman mı polisiye mi okuyorum derken bunların içine bir de bilimkurguyu sağlamca bir yere oturtuyorsunuz. Neyse; sınıflandırma zaten öznel bir şey.
   Okurken yazarın kullandığı dilden biraz muazzep olduğumu söylemeliyim. Misal: bir karakterden her bahsedildiğinde "pötürge kontu dursun satılmışoğlu ökkeşlerin kont selamsız" diye her seferinde (portekizlerin meşhur) o uzun isim ve titrlerini koyarsın ki? Bir süre sonra okurken yoruyor. 
   Neticede; eğer uzun isimlere, karmaşık ilişkilere ve ortasından itibaren iyice kayan kurguya katlanabilirseniz okunur. Bir daha okur muyum? Şöyle ki: bunu bir okuma değerlendirmesi toplantısı için okumuştum. Orada edinmek isteyen olursa hediye edeceğim isteyene...

2 yorum: