"Kendimi alıp da yazımın ortalık yerine otturttum mu, denemem başlamış demektir. Bu, boyuna kendimden açacağım, boyuna kendi fotografilerimi dağıtacağım anlamına gelmez. Doğrusunu söylemek gerekirse, kendimi yazının içinde bir paravananın arkasına gizler, denemeyi oradan yönetirim. Böylece, hem yüzümün mostrasını okurlardan kaçırmış olurum, hem de sonunda afra tafra satmaya varacak olan kendi düşlerimi, kendi vızvızlarımı arka planda tutarım."
S.121
"Doğru düşünce iplikleri ele geçirilse de, bu düşünmeyi gerçekleştirecek boş zaman, yirminci yüzyıl insanlarının çok güçlükle ulaşabildikleri bir mutluluktur.
Yirminci yüzyıl insanları işlerini, eğlencelerini, sevgi ve kinlerini, öylesine girintili çıkıntılı bir dişliye kaptırmışlar ki, kendilerini, hiç mi hiç, ontan kurtaramıyorlar.
Sinema, televizyon, dans, futbol maçı, sanat, bilim ve teknik adını taşıyan alacalı-bulacalı üfürükçü musluklarından, bir takım bayıltıcı gülyağları akıtan bu dişli, insanların zaman çanaklarını doldurmaya yarıyor.
Denilebilir ki, şimdilerin insanı, zamanını boş geçirmeme sıtması içinde, şaşkınlıktan şaşkınlığa sürüklenmektedir." Salah Bey bu kelamları geçen yüzyılın sonlarında ediyor. Nedir: geleceğe de bir ziya tutmuştur.
Alıntılar etkileyici, bu arada kapak çok güzel gerçekten, elinize sağlık:)
YanıtlaSilTeşekkürler. Size öneririm, başkalarını bilemem:)
Sil