Okuduğum ilk Zülfü Livaneli romanıdır. Bitireli bir aya yakın oldu, aklımda hep "yazayım" düşüncesi var. Araya dünya işleri girdi yazmak bugünlere kadar kalakaldı.
Zurnanın zırt dediği yer de işte tam burası...
Aradan bir süre geçince iyiden iyiye unutmuşum romanı. Nedir : demek ki fakire fazla bir şey katmamıştır. Şöyle bir sayfalarını karıştırınca (bir hayli çoklar : 480 s.) hemen hatırladım ancak okurken çok zevkli gelen satırların hard diske fazla bir çentiği olmamış, kaydedilenler hep masa üstüne kaydedilmiş. Lovemaker gafı yapan biçare (sonradan zengin) kadına, Ağaoğlu'na benzettiğim müteahhite, Bay Ortaylı'ya benzettiğim üstad'a ve daha nicelerini hatırladım lakin bütün bu hatırladıklarım bana fazla birşey katmadığından hemencecik tozlanmışlar. Aklımda kalan gulguleli bir roman olduğu ve yolculuklarda gayet güzel okunabileceği. Bir de malumatfuruşlara ilginç bilgiler verdiği ayan beyandır. Yoksa okunmasa da olurmuş...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder