Kış geliyor (yok consnov höykürmüyor, hakikaten geliyor). Güneş saklanmaya başladı, döviz uçuyor, tatil sezonu bitti, gevşek parke taşlarına basıldığında paçalar/ayakkabılar sırılsıklam oluyor ve daha bir sürü keyif kaçıran ayrıntı.
Ne yapıyoruz, gidiyoruz Thor Ragnarok'a, bir süreliğine de olsa hayhuyu unutup beyni uyuşturuyoruz. Eğer sinemaya gitmekteki amacınız geçici katatoni yaşamaksa bu film size göre.
Bir kere öyle mesaj vereyim, düşündüreyim, sorular sordurayım, sorgulatayım, kıvılcım ateşleyeyim, zihin açayım gibi mesajları, alt mesajları yok. Nedir : iki saat on dakika kadar sinefili (yahut dünyadan bunalmış kişilikleri) eğlendirmeyi amaçlıyor. Amacına ulaşıyor mu ? Evet !
Babaları çiçek tozuna dönüşerek başlarına deli ablalarını bırakınca Thor ve Loki zevahiri kurtarmaya çalışırlar. Başlarına türlü bela gelir (alabrus traşlar, kırılan çekiçler, göz bantları vs.). Sonunda yine iyiler galip gelir, yazılardan sonra bir kılçık görüntüsü atılır, stenlii sakar berber olarak bir sahnede görünür. Film biter. Mission accomplished (ne işim olur mişınekkomplişt'le) görev tamamdır.
Son zamanlarda bu süper kahraman filmlerinin güldürenleri daha iyi gişe yapıyor. Bu bağlamda DC komiksin işi zor (zorla ciddiyete akıyorlar). Ragnarok da bu konuda iyi (adeta bir Galaksinin Koruyucuları). İlk sahneden itibaren gaglar (ne işim olur gagle) şakalar akıyor. İyi de yapıyor. Zaten yalan olduğunu bildiğimiz şeylerin kendisiyle dalga geçmeleri hoş (misal : Thor'un saçlarını kesmeye niyetlenenlere önce atar yapması ("Uleyyn ben gökgürültüsü tanrısıyım.") sonra "b.kunu yiyim abi kesme saçlarımı" moduna geçmesi pek komik).
Cefgoldblum şükela rol kesmiş. Keytblençıt (kafasındaki o kızışma dönemindeki geyik boynuzlarıyla ve bilgisayar gençleştirmesiyle ve acaip aksanıyla) çok karikatürize. Ekibin kalanı bildiğiniz gibi. Neticede ezecek ve eğlenecek iki saatiniz varsa gitmeye değer.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder