Ortaçağı nasıl bilirsiniz ?
Fakir şöyle bilirdi : açlık, yoksulluk, sefalet, bağnazlık, kilisenin dogmalarına mutlak itaat, bilim ve teknolojinin gaybiyeti, cadı avları, engizisyonlar, gülün adı vs. (bildiğiniz nostaljik distopya). Meğer öyle değilmiş. Aslında öyleymiş de 14.yüzyıldan kelli öyleye evrilmiş, yoksa öncesinde ciddi bir endüstriyel devrim yaşanmış.
Dondurulan kaydımı erittiğimden kelli okumalarda edebiyattan ziyade bu tip incelemelere ağırlık verir olduk. Fena mı oldu ? Hayır. Bazen bilgi yüklemesinden zihin mavi ekran verse de, öğrenmek güzel şey. Mavi ekran zuhur edince gidiyorum bir Marvıl filmine (bkz.sonraki kayıt) beyin pırıl pırıl oluyor. Sonra; haydi kaldığım yerden devam.
Neyse kitap hakkında yazalım : Fransız Bilim Tarihçisi Jangimpel, ortaçağ Evropa'sının genelgeçer kanılarda olduğu gibi değil, ciddi bir bilimsel/teknolojik/endüstriyel atılım yaptığını ancak bunların çeşitli nedenlerle kadük kalarak (veba, kıtlık, savaş) sonraki dönemlerde bizim muhayyilemizde canlandırdığımız ortaçağa geçiş olduğunu (çok da detaylı kayıtlarla) bir güzel anlatıyor.
Bu minvalde; 12.yüzyılda Londra'da yapılan katedralin inşasında kaç tür çivi kullanıldığından (bilsenin şaşarsınız), bağnaz bildiğimiz teologların "o halde bir şeyin neden öyle olduğu konusunda biraz kafa yorun ya da onun öyle olduğu için öyle olduğu saplantısından vazgeçin." gibi oldukça beyin tokatlayıcı (kitapta öylelerinden çok var) vecizelerine kadar şaşacağınız bir çok bilgiye ulaşmanız mümkün.
Son bölümde yazarın günümüze yönelik tespitleri okumak da, karinin zihninde sâikalar çaktıracaktır. Bayan Gimpel'in sevgili oğlunun yazdıkları dikkate değer. Hal böyleyken sevgili kitap kurdu; dönem hakkında ilgiliyseniz, ortamlarda malumatfuruşluğunuzla caka satmak istiyorsanız. Roman okumaktan sıkıldıysanız, sahaflarda bulabilece-ğiniz bu kitaba yakın durunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder