Son yıllarda film sanayiinin sık sık başvurduğu bir trük var. Senaryosuz, omurgasız; salt oyunculara ve efektlere dayanan filmler yapmak.
İşte nefis bir örnek.
Zamanında fakirin de gereksiz bir heyecanla oynadığı popüler bir bilgisayar oyununu almışlar, senaryo için fazla da bir emek sarfedilmemiş, sıkı oyuncular bulunmuş (Fasbender, Kotiyar, Ceremiayrıns ve en üzüldüğüm Brendıngliisın), kuntastik efektler yapılmış, dekorlarda kostümlerde hiç paradan kaçınılmamış (sanat yönetimine diyecek bir şey yok) vee neredeyse iki saatlik (1s55d) çok gösterişli ve içi kof bir film çıkmış.
İki saatimi harcamaya değer miydi ? Kesinlikle hayır ! Ama filme gitmemin kişisel bir nedeni vardı : size belki kuntastik gelebilir ama (bana kesinlikle geliyor) Kıbrıs'taki sinemalarda bira içmek serbest. Fuayeden biralarımızı aldık, kurulduk koltuğumuza. Pelikulamız da kafa yormayacak ama göz yoracak bir kesafette olduğundan, özellikle ikinci yarı pek şükela bir şekilde filmimizi hiç de sıkılmadan izledik. Yazılar çıktığında pırıl pırıldık.
Diyeceğim o ki : Kıbrıs'a giderseniz biralı sinema keyfini ıskalamayın. Yoksa izlenecek film değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder