Emili şeytan çıkarma ayininden sonra ölür. Olaylar gelişir.
İzleyeli çok zaman oldu, arakolpa bu meyanda değişti (umarım gelişerek değişti). Nicedir tekrar izlenmeyi bekliyordu, kısmet bugünlereymiş.
İlk izlediğimde de etkilemişti, şimdi daha başka etkiliyor. Elbette ki benim yorumuma göre; hem zihinsel hem de fiziksel sorunları olan bir gençkızın bilimi bırakıp dine sarılması sonucu ölümüdür senaryo. Elbette ki holivut bu sıradan hikayeye diğer perspektifden bakanların daha çok bilet alacaklarını öngörüp, diğer yoruma değer katacak bir takım trükler (ne işim olur trükle) kılçıklar atmış (yok efendim aniden çalışan kayıt cihazları, gece 3'te duran saatler vs.). Ancak olanlar benim bakış açıma göre böyle.
Kızıcığımkıymetlim; korku filmlerinden pek ürker. Bir fizik tedavi merkezinde çalışıyor "bize gelen hastaların (ki çoğu CP'dir) kimilerinin tavırları da Emili ile aynı" dedi. Eğer Amerika'nın tutucu bir kasabasında hayatı dinle şekillenmiş bir bireyseniz, bu tip rahatsızlıklarda "içinize şeytan kaçmış" olması hem sizin hem çevrenin daha çok işine gelir.
Yalnız bu arada (her ne kadar sevmesem de) Amerika'nın yargı sisteminin çalışması çok ilgimi çekti. Şeytan çıkarma ayinini başaramadığını söyleyen din adamını yargılayan savcı çok dindar biri, din adamını savunmak için bulunan avukat ise "agnostik" (ne işim olur agnostikle) şüpheci. Yani bozacılar, şıracıyı savunmuyor. Bilakis; zıtların savunulması sözkonusu (gel de imrenme (Nihat Genç'in avukatının Ahmet Altan olması misal)(bir misal daha vereyim de kıs kıs güleyim : Yılmaz Özdil'i Abdurrahman Dilipak'ın savunması)).
Neyse : korku filminden ziyade mahkeme filmi gibi gelişen filmimiz, bilim/din karşıtlığı (köpekbalığı mı yener, kaplan mı ?) konusunda kafa yoranlara (hiçbiri diğerini yenemez, kendi yaşam alanlarında her biri de en tepededir çünkü, ayrıca dalaşmalarına da gerek yoktur), siccinli hüccinli dabbeli habbeli türk modeli korku filmlerinden bıkanlara önerilir.
Kızıcığımkıymetlim; korku filmlerinden pek ürker. Bir fizik tedavi merkezinde çalışıyor "bize gelen hastaların (ki çoğu CP'dir) kimilerinin tavırları da Emili ile aynı" dedi. Eğer Amerika'nın tutucu bir kasabasında hayatı dinle şekillenmiş bir bireyseniz, bu tip rahatsızlıklarda "içinize şeytan kaçmış" olması hem sizin hem çevrenin daha çok işine gelir.
Yalnız bu arada (her ne kadar sevmesem de) Amerika'nın yargı sisteminin çalışması çok ilgimi çekti. Şeytan çıkarma ayinini başaramadığını söyleyen din adamını yargılayan savcı çok dindar biri, din adamını savunmak için bulunan avukat ise "
Neyse : korku filminden ziyade mahkeme filmi gibi gelişen filmimiz, bilim/din karşıtlığı (köpekbalığı mı yener, kaplan mı ?) konusunda kafa yoranlara (hiçbiri diğerini yenemez, kendi yaşam alanlarında her biri de en tepededir çünkü, ayrıca dalaşmalarına da gerek yoktur), siccinli hüccinli dabbeli habbeli türk modeli korku filmlerinden bıkanlara önerilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder