Erasmus, akıllı adammış.
Bir yolculuk sırasında ve çabucak (bir iki gün deniyor ama bana imkansız görünüyor) kaleme alındığı söylenen bu kitabı okumak zordur. Ama (artık klişelerimden biridir) emme basma tulumba örneğini vereceğim yine. Tulumbayı indirir kaldırırsınız beş altı kere su gelmez, tecrübeliyseniz suyun derinde olduğunu bilir indirir kaldırmaya devam edersiniz. Bir süre sonra su gelir, hem de eskisi kadar kuvvetle çaba sarfetmediğiniz halde, gürül gürül gelir. Yunan ve Roma mitolojisini bilmeyebilirsiniz, dönemin (16.yüzyıl) kültüründen bihaber olabilirsiniz. Bu durumda kitabın atfettiği isimler, kavramlar size uzak gelebilir. Sebat edin, okuyun. Bir süre sonra (tıpkı tadını hiç bilmeyen birinin havyarı bir süre sonra çok sevebilmesi gibi) okumaya alışacaksınız ve hatta haz alacaksınız.
Nedir : Bay Erasmus'a göre asıl bilgelik deliliktir yahut kendini bilge sanmak gerçek deliliktir. Kitap, gülmece temelli yazılmış yazılmasına da günümüzü de betimleyen o kadar çok saptama var ki, fakir okurken pek gülemedi. Dinsel eksenli yaşamlar, para eksenli yaşamlar, sosyal eksenli yaşamlar hep Desiderius'un gözlerine takılmış, her birine de bir delilik kulpu takmış. Aslında yazılanları kendinize uyarladığınızda sizin de muhakkak "deli" bir tarafınızın olduğunu görecek (misal fakir evli, sabahları işine giden bir adam ve Bay Desiderius'a göre "deli") ve gülümseyeceksiniz. Uyarırım, bu gülümseme kimi zaman acıklı bir gülümseme olabilir.
Er ya da geç bu kitabı es geçmeyin. Özellikle ilginç zamanlarda yaşıyorsanız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder