İki saate yakın süre (1 s.50 d.) çabucak akıp geçiyor. Pıtırcık Heri'lerin becerikli yönetmeni Devyidyeyts iyi iş çıkarmış. Bir kere ıcığını cıcığını bildiğimiz Tarzan senaryosundan farklı. Tarzan'ı ilk gördüğümüzde çay içerken serçe parmağını kaldıran ve "Iyy Afrika'mı ? Sıcaktır orası" diyen bir britiş züppesi. Tabiy ki bu züppeliğin ardında kahvaltıda içtiği çiğ yumurtalar ve ağaca tek eliyle kendini kaldırıvermesi gibi detaylar izleyicinin gözüne sokulup "Tarzan eski Tarzan" mesajı veriliyor.

Tarzan'da Aleksandırsıkarsgard sırıtmamış (yalnız o kapri olmamış), Kristofırvoltz ve Semyılceksın akla Tarantillo'yu getiriyor ama yevmiyenin hakkını vermişler. Ceyn'de Margorabi rahvan rahvan salınıyor (yalnız güzel kız !). Dekor, kostüm, efekt, ışık gayet tatmin edici. Senaryo da güzel. Standart Tarzan senaryosu olmayan yeni bir öykü izliyoruz. Dar çerçevede bakılırsa "aman ne güzel filmdi" deyip geçiştirebiliriz. Yalnız her biti kanlı sinefil gibi çerçeveyi genişletmekte fayda var.

Acizane önerim : filmi izlemeye halleniyorsanız, biraz (internetten de olsa) araştırma yapın Kongo hakkında. Aşağıdaki gibi fotoğraflar içinizi kaldırabilir. Bakın : uygar ! dünya kotasını dolduramayan kauçuk işçilerine ne yapıyor ? Leopold başa geçtiğinde nüfus nasıl olup da 20 milyondan 8 milyona düşmüş (nasıl ?).
Filme bir şey demiyorum ama düşünce yanlış.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder