Yönetmene aşina değilseniz uzak durulması gereken filmdir. Eğer Cimcarmuşa aşinaysanız kaçırmamanız gereken filmdir. (Fas'ta ud çalan vampir var !)
Adem ve Havva (isimler de amma semboliktir), yaşamaktan sıkılmış kıdemli vampirlerdir. Adem bey, intihara meyyal, depresif, ezikbüzük bir şahsiyetken, Havva hanım bir o kadar dışadönük, keyif ehli, arkadaş canlısı (bir arkadaşı da Viliyam Şekispiyer'dir haa ! (bu arada bir Shakespeare'nin vampirliği eksikti o da tamam oldu)) sosyal bir vampirdir. Adem'in kardeşi Amerika'da arıza yapar, Havva olayları toparlamaya Fas'tan çıkar gelir, olaylar gelişir.
Carmuş, çok kişisel filmler çekiyor. Anlamaya çalışmaktansa "sok sopayı" tarzında izlemek daha keyiflidir (çok zarif bir üslupta film tanıtımı yapayorum.). Bu kordelada dahi diyaloglardan, nesnelerden, kadrajlardan bir sürü metafor, gönderme, eleştiri, tespit çıkarılabilir ama ben film izlerken düşünmekten yoruldum kardişim. Bununçün yaslandım arkama (mis gibi Şiraz da vardı) Tildasvintın'ın, Tomhidılsıton'un, Conhört'ün kasım kasım karizmalarını izledim, şükela müziklere kulağım doydu, ekonomik iflası feci halde yaşayan Ditroyit'in gece görüntülerini, ekonomiyle alakası olmayan Tanca'nın feci halde oryantal sokaklarını temaşa ettim. Yasmin Hamdan hem sesi, hem sahnesiyle ziyadesiyle etkiledi fakiri (bkz.aşağıya).
Son gönderme iyiydi ama. Sen istediğin kadar Şubert'e beste ver, Hamlet'i yaz; yaşayakalma içgüdüleri devreye girdiğinde dişleri dışarı çıkartıyorsun.
HAMİŞ : Svintın ve Hört "Karküreyici"de karşıma çıkmışlardı, burada da birlikte oynamaları ilginçti doğrusu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder