Bir ayı aşkın zamandır ayraçlarımı muhafaza eden neşriyatttır. Çünkü okuduklarımı hazmetmem ve unutmamak için paralel ve tekrarlı okumalar yapmak zorunda kaldım (Bkz.önceki yayınlar).
Bayan İğgılmenin sevgili oğlu Deyvid yaman bir iş çıkarmış. Bunda sinirbilimci olmasının yanısıra bilim iletişimcisi olmasının da rolü var sanırım. Kamyon dolusu bilimsel veriyi, okuru daraltmadan ve her insanın içselleştirebileceği çok iyi örneklerle vermesi bunu gösteriyor.
Bağımlılık yapan dört kimyasala (alkol, nikotin, uyarıcılar (amfetamin gibi), opiyatlar (afyon gibi)) neden düşkün (ve hatta müptela) olur kimileri. Bir adresi bulmanız gerekiyor, haritalara bakıp diğer yandan aracınızı kullanmaya çalışıyorsunuz. Yol uzun gelir, git git bitmez! Yürüyerek arıyorsanız daha çileli! Beybibuumırlar esnafa sorar, cenzii (öyle diyolla) mapsi açar. Hep uzar menzil. Ancak bir kere yerini belledikten sonra, dönüş yolu kolaydır. Hele ki birkaç kez gidince iyiden kısalır. Hayalinizdeki insanı gördüğünüzde bombastik gelir, ayrılınca fos çıkar (aşkın gözü kördür demiş kadim sinirbilimciler).
Neden?
İşte; kimi zaman kendinize sorduğunuz (cevabı için de çeşitli seçenekler düşündüğünüz) buna benzeyen içsel sorularının cevabını gayet açık bir şekilde bilale anlatır gibi anlatmış kitap. Sadece bunun gibi zihninizi tırtıklayan sorulara cevaplar vermiyor sizi bilimsel verilerle inkar edemeyeceğiniz bir noktaya da getiriyor. Şu koca ömürde ve bu goca Dünyada hiç bir şey aslında algıladığınız, düşündüğünüz gibi değil (miş). Tüm algınızı (ve hatta kişiliğinizi) şekillendiren şey omuzlarınızın üzerinde taşıdığınız 1.5 kiloya yakın pembe&gri kütle. Bunun üstüne bir de bilinç ve ruh konularına da giriyor usuldan (bu yaklaşımı acaip profesyonelce). Sizi bir tarafa yönlendiriyor (yahu hakikaten öyle!) diyorsunuz ve ters köşeye yatırıyor umulmadık yerde!
Sinirbilimle akademik olarak uğraşan bir arkadaşıma ve bilimin ipini sıkıca tutmuş başka arkadaşlarıma önerdim. Çoktan okumuşlar. (âlemin cahili benmişim). Sizlere de öneririm. Kitaplığımda dikey raflara değil yatay rafa kaldırdım (arada okumak için).
Son olarak: eğer ki o gri&pembe kütleyi sıkça kullanmazsanız hayatınızı omuriliğiniz yönetir ve zamanı doğru dürüst algılayamadan bir bakmışsınız ki: A ömür bitmiş! Bunun için ne yapmalı derseniz: konfor alanınızdan çıkın (rutin tehlikelidir!), kendinizi zorlayacak (düşünsel olarak) şeyler yapın (dil öğrenin, ters elinizi kullanın (misal: dişlerinizi ters elinizle fırçalayın), enstrüman öğrenmeye hallenin vs.). Zorlanacaksınız ama kolaylayınca şımşıkırdak oluyorsunuz (şımşıkırdak: hayatı idrak etmek, zamanı sindirmek vs.).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder