6 Mart 2025 Perşembe

"Parthenope" Yine Napoli Güzellemesi (ama nalına da mıhına da vurarak).

   Paolo Sorrentino'nun Napoli hakkındaki ikinci filmi. İlkini yine bu güncede yazmıştım. Geçen yüzyılın ortalarından günümüze uzanan bir şehir panoraması, temelde bir kadının hayatında fon olarak işleniyor. Hangisinin ön planda olduğu belirsiz. 
   Öyle zamanı ezmek için izlenecek film değil. Sorular sordurmadı, farklı düşündürmedi. Fakire çok kişisel geldi. Ancak yönetmenimizin kişiliği ve hissettiklerini yansıtması ezel evvel hoşuma gittiğinden 2s15d yı dikkatim düşmeden izleyebildim. Şöyle söyleyeyim. İyi yapılmış bir makarna gibi (penne arabiatta diyelim). Pek sık gitmediğiniz bir yabancı diyarda, kalitesinin düşmediğini bildiğiniz bir trattoriaya (italyan lokantası) gider ve daha önce farklı çeşitlerini denediğiniz makarnanın bir de bu türünü sipariş edersiniz. Tabak güzeldir, daha önce farklı yerlerde yediğinizden daha usturupludur ama genel tarifin (şimdilerin modası "reçete" diyorlar, bir türlü ısınamadım, ne o öyle ilaç gibi!) dışına çıkmamıştır. İşte o tabak Parthenope'dir. 
   Müzikler, oyunculuklar, renkler, dönem aksesuarları, ruhu gayet çizgi üstüdür. Ama bir McDonagh derinliği yahut Mecidi duygusallığı aramayın. Sorrentino'nun gözü güzel (tabi bir de başrol Celeste bir içim su!). Onun için izlenir.

2 yorum:

  1. :) Ahahsh filmi asla izlemeyeceğime eminim ama okuduğum en güzel film yazılarındandı.

    YanıtlaSil