Paolo Sorrentino'nun Napoli hakkındaki ikinci filmi. İlkini yine bu güncede yazmıştım. Geçen yüzyılın ortalarından günümüze uzanan bir şehir panoraması, temelde bir kadının hayatında fon olarak işleniyor. Hangisinin ön planda olduğu belirsiz.
Öyle zamanı ezmek için izlenecek film değil. Sorular sordurmadı, farklı düşündürmedi. Fakire çok kişisel geldi. Ancak yönetmenimizin kişiliği ve hissettiklerini yansıtması ezel evvel hoşuma gittiğinden 2s15d yı dikkatim düşmeden izleyebildim. Şöyle söyleyeyim. İyi yapılmış bir makarna gibi (penne arabiatta diyelim). Pek sık gitmediğiniz bir yabancı diyarda, kalitesinin düşmediğini bildiğiniz bir trattoriaya (italyan lokantası) gider ve daha önce farklı çeşitlerini denediğiniz makarnanın bir de bu türünü sipariş edersiniz. Tabak güzeldir, daha önce farklı yerlerde yediğinizden daha usturupludur ama genel tarifin (şimdilerin modası "reçete" diyorlar, bir türlü ısınamadım, ne o öyle ilaç gibi!) dışına çıkmamıştır. İşte o tabak Parthenope'dir.
:) Ahahsh filmi asla izlemeyeceğime eminim ama okuduğum en güzel film yazılarındandı.
YanıtlaSilMüşerref oldum efenim! :)
Sil