1 Mayıs 2022 Pazar

"Kıtlık" Çok Aza Sahip Olmanın Başka Anlamları. Okuyalım, okutalım!

 
   Kıtlık denince aklınıza ne geliyor? Boş tarlalar, küçülen porsiyonlar, uzayan kuyruklar, (bu konuda azıcık kitap karıştırmışlarımız varsa) Holodomor falan geliyorsa fena halde yanılıyorsunuz.
   Kendinizi sosyal açıdan soyutlanmış (ki salgın döneminde olmayacak şey değildir), diyetten ve açlıktan gözü kararmış, randevularını yetiştiremeyen ve elbette aysonunu zor getiren, acil ihtiyaçlar karşısında ekonomik olarak bunalan biri olarak görüyorsanız, işbu neşriyatta konu edilen tüm kıtlıklarla hemhal olmuşsunuz demektir.
   Biri Hindistan diğeri İsrail asıllı, ABD'li davranış psikolojisi konusunda çalışan iki profesörün; son derece güncel çalışmalara, istatistiklere dayandırdığı, kıtlık (çok aza sahip olmanın) olgusunun bizlere neler ettiğini açıklamaya çalışan bir kitap. Ama ne kitap! 
   Zaman yönetimi konusunda daraldığım zamanlar oldu, oluyor. Salgında pek bir sosyal izolasyondaydık. Hayatımın çeşitli dönemlerinde yoksulluk dediğimiz olguya şahit oldum. Bu bağlamda yoksulluğun beyni nasıl etkilediğini bilimsel olarak anlamak, örnekleriyle açıklanmasını okumak feci halde zihnimi açtı. 
   Şunlar bilimsel olarak kanıtlanmış: Yoksullar
  • rasyonel düşünme yeteneğini yitirmiştir
  • kötü ebeveynlerdir
  • bilgiyi işleme seviyeleri düşüktür
  • sağlıkları için almaları gereken ilaçları (bedava dahi olsa) almazlar
  • örnek vatandaşlar değillerdir
  • ve böyle devam eder gider.
   Bu döngünün dışında kalan herkes de bu genellemeler yüzünden yoksulu güzelce gömer. Yanlış yapıyoruzdur oysa!
   Bu olumsuz özellikleri kıtlığa maruz kalan (mali kıtlık değil. Zaman, kalori, sosyal olmak üzere her türlü kıtlığa!)  başka bireylerde görmek de pekala mümkündür. Tünelleme yapan insanın bant aralığı daralır (hah! şimdi de kitaptan deyimlerle ahkâm kesmekteyim). Burada kitapta yer alan çarpıcı istatistiklerden, örnek sosyal deneylerden falan da bahsetmek isterim ama sıkılırsınız. Son zamanlarda edebiyat dışı okuduğum kitaplardan en çok bunu okuduğuma seviniyorum. Şunu söylemeden de geçemeyeceğim: 244 sayfalık (uzunca dipnotları ve dizini var 48 s. kadar) bu kitap her şirket yöneticisi, erk sahibi, öğretmen, gaile derdi olmayan vatandaş tarafından okunmalı. Çoğu zaman yaşadıklarınıza benzer sayfalar okuyacak, düşünce sisteminizi değiştireceksiniz. Tübitak güzel bir iş yapmış, fiyatı da can yakmaz. Hiç durmayın edinin, pişman olursanız yazın (daha önce e-posta adresimi yazmıştım) kitap bedelini size göndereceğim.
Kitaptan aldığım çok sayıda not var. Hepsini burada yazmak imkansız ama bazılarını şöyle düşeyim:
  • Tercih etmek zorluk getirir. Bu yüzden çoğunlukla tercih etmemeyi seçeriz (dikkat!)
  • Zenginleri hoşgörmek kolaydır. Aynı davranış kalıbında olan iki kişiden varsıl olanı daha çok takdir edilir.
  • Dikkatin çok fazla ya da çok az olması performansı kötü etkiler. (her konuda, fiziksel yarışmalardan, sosyal etkinliklere kadar)

2 yorum:

  1. Depo'nun üstüne iyi gider:) elinize sağlık iyi bayramlar:)

    YanıtlaSil
  2. Sizlere de sevdiklerinizle mutlu bayramlar:)

    YanıtlaSil