"Uyuyamıyorum ! Tam onyedi gün oldu" diye başlıyor Murakami'nin "Uyku"su. Adıyla tezat olacak ancak eksende uykusuzluk var. Uyuyamama, ancak verimli bir uykusuzluk hali. Kahramanımız, ortalama bir hayatı olan ortalama bir kadın. Her nasılsa eşi ve çocuğu ile arasında organik ve idari bir bağdan fazlası yok. Her nedense aklıma bir önceki kitaptaki Hacime geldi. O da günlük yaşantısından daha başka bir şeydi. Onu; sanki bir ekranın ardından hayatını idare ediyormuş hissine çeken aşksızlıktı. Uyku'da ise kahramanımız, evlenmeden önceki hayatını iktisaba çalışıyor. Kitap okuyor (hem de nasıl), brendi (ve sair müskirat) tüketiyor, çikolata (ve tüm şekerleri) yiyiyor, şehri geziyor. Neden : çünkü bir kabus görmüştür ve artık uyuma gereği duymamaktadır.
E-kitap olarak okumaya başladım. Du bakali n'olecek ? diyene kadar bitiverdi. Nedir : sadece 90 sayfadır. Pattadanak biter. "Bir buklecik Murakami" şeklinde özetleniverecek bir hikayeciktir. Hızlı trende Eskişehir-Ankara arasında biter. Arada güzel illüstrasyonlar (ne işim olur illüstrasyonla) çizimler (Artist : Kat Menschik) vardır. Uzun bakınca yazılanları daha güzel anlatma gibi bir işlevleri var. Garaip finali için ipucu verebilecek olan kâri, fakiri mutlu edecektir (ben bir şey anlayamadım çünkü).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder