Onur Ünlü filmlerini seviyordum (belki hala da seviyorumdur, kim bilirdir !). Peyami Safa'nın "Cingöz Recai"lerinden birini okumuştum yamulmuyorsam (Arsen Lüpen'ler daha çok ilgimi çekmişti (yeniyetmelik zaar)). Filmi duyunca bir heyecan yaptım "Manallahım ! Kübrik'in çektiği "Shining" gibi bir şey olur mu acaba ?"... Gösterime gidince hemmen atılmadım, bir iki hafta bekledim ve bu akşam gördüm.
Anlatımı çok güzel, renkler, kadrajlar, havadan çekimler (dron denen şey ne kolaylıkmış arkadaş !), güncel akış içine geçmişin canlı yedirilmesi (Haluk Bilginer'i falan şaryoyla kaydırmaları), kostümler (kostümler güzel yalnız), sanat yönetimi (HB'in ofisi ve evi takdire şayan), müzikler (aşırı Bond kokuyor ama kulak "İtirazım Var"daki playlisti aradı doğrusu), aksiyon sahnelerinin ağır çekimleri, ürün yerleştirmeler (Vestel'i yerleştirmemişler de doğrudan penetre etmişler (ne işim olur penetreyle) kanırtmışlar).
Ama olmamış bence. Nedir : üç isim dışındaki kast ciddi olarak hayalkırıklığı. Evet : esas oğlan, esas kız, esas polis iyi ama yardımcı roller bitik (Serdar Keskin'i harcamışlar resmen). Kötü kaslı adamın komik bir kürklü paltosundan başka numarası yok üstelik hem tipi hem aksanı hiç de kötü adam gibi durmuyor misal. İyi kaslı adam, kaslı değil, komik halterler (kaldı mı öyle küre gibi olanları) kaldırıyor ve finale doğru bir kapıyı kapalı tutmak dışında (kilitleseydi yorulmazdı) bir güç göstermiyor.
Senaryo akmıyor. Serim olur gibi oluyor, düğüm fazla çetrefilli, çözüm ise bir türlü gelmiyor. Mekanlar, çekimler, kostümler derken senaryoya fazla takılmayacaksanız belki izlenir (belki). Yok, azıcık düşünerek izleyeyim diyorsanız, üzülürsünüz. Güzel de hasılat yapmış, devamı yapılırsa iyi bir senaryo ile belki daha başarılı olur. (umarım papağana "peyami" demezler (Sayın Safa'nın kemikleri ters dönmüştür) ve Cingöz Recai sevdiği kadının mezarı çökmeden o kadar afili gülmez !)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder