2008'de okumuşum. 16 yıl içinde nereden baksan iki kez okumuşum. Geçen yine başladım, her zamanki gibi bir günde bitti.
Bay Blok'un yarattığı anti kahramanların müptelasıyım. Neredeyse hepsinin dizilerini sürgit okumalarla bitirdim. Olay örgüsünü klasik kurar, kahramanlar hep arızalıdır, ince bir humor bütür satırlara işlemiştir, detaylara çalışır, öyle fazla bir "düşündüreyim" "meşazlar vereyim" düşüncesi yoktur. Buna mukabil okumalara doyamazken, ustanın ince gördüğü tespitlere katılmamanız (sanat çevrelerinin siyah giysi düşkünlüğü), yarattığı tiplemelerin gözünüzün önünde canlanması (Dot'u yolda görsem tanırım misal) kaçınılmazdır.
Tetikçi de bu kalıpların içinde. Keller diye (ne manidar isim) bir tetikçinin başına gelenler. Keller (tam da son işi olacakken), bir işinde tufaya gelir, artık ne evi, ne işi !, ne de bir geçmişi olabilecektir. Tam anlamıyla yalın ayak, başı kabak kalakalmıştır. Şimdi ne olacaktır ?
Gerisi kitapta.
Her LB polisiyesinde olduğu gibi ince tespitler, gülümseten diyaloglar, sular seller gibi akan sayfalar var. Ama nedir bu devamlı okuma isteği duymam ?
Zannediyorum ki kitabın temelde "yeni bir başlangıç" (hem de sıfırdan) içermesi. Yıllar yılı çalışarak elde edilmiş kazanımların, geçmişin, konforun bir anda elden çıkması ve ardından yeni bir hayat kurma çabaları. Tetikçilikten inşaatçılığa geçiş. Elbette ki okurun gönlünü hoş etmek adına soğuk yenen bir yemek de finalde var ama asıl vurucu olan : yeni bir başlangıç.
Kendinizi zaman zaman Keller'in yerine koyarak, ne yapardım ? diye düşünmenize neden oluyor. Bazen ilginç çıkarımlar yapabiliyorsunuz. Bunu yapmasanız bile kafayı boşaltmak üstelik gülümseyerek boşaltmak için okunabilecek sıkı bir polisiye. Öneririm yani.
Hamiş : Hazır başlamışken bu serinin önceki kitabı "Tetikçinin Listesi"ne de başladım. O da sonraki yazılarda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder