Yönetmen Cefnikıls, oyuncular Maykılşenın, Coyılecırtın ve Kristindanst, fragman da hayli fantastik ögeler taşıyınca; merak da pik yapıp "geceyarısı özel"i beklemeye başladık elbette.
Bu bay Nikıls, ilk izlediğim filmi "Take Shelter" ile Maykılşenın'ı izlememe neden olmuştu. Film de filmdi hani. Sonra "Mud" geldi, daha sonra ise ilk çevirdiği "Shotgun Stories". Hepsi iyiydi. Ama fakire göre "Shelter" bir başkaydı. Yönetmenin sonraki filmi düşüşteydi bence. Neyse bunlar sübjektif yorumlar.
Cefnikıls, ilk kez bu kadar iddialı bir kastla, senaryosunu da yazdığı bu filmi yönetmiş. Senaryo da hayli iddialı.
Olağandışı güçleri olan küçücük bir çocuğu, çok küçük yaşlarda ana babasından ayıran püriten tarikat, neden çocuğu tarikatın eline kaptırdığı belli olmayan bir baba (Maykılşenın), babanın (bir eyalet polisi olan) çocukluk arkadaşı (Coyılecırtın), çocuğun annesi (Bayan Danst), tarikatın cübbelisi (Semşepırt). Semşepırt'ın FBI (Nalet olasıca federaller) tarafından yapılan sorgusunda "siz neyle karşı karşıya olduğunuzu bilmiyorsunuz" deyip, kenardan sırıtması, çocuğun düşünce gücüyle uyduları düşürebilmesi (ve daha birsürü numarası), her tarafı izole bir odadan sorunsuzca kaçabilmesi, baba oğul rabıtası, gözlerden çıkan ışıklar, fenomene koşulsuz bağlanan müritler, süper güçler, ve daha neler.
Üzgünüm sevgili okur. Bu sefer Bay Nikıls ciddi anlamda çuvallamış bulunuyor. Süpersonik olabilecek bir senaryoyu (ki doğaüstü güçler seyirciyi tavlar), iyi bir kadroyla (bkz.ilk paragraf) gişesi çok olabilecek bir holivut filmine çevirmesinden korktuğum yönetmen bey, istediğimi gerçekleştirmek yerine (ki bakış açısının süper kahramanın babasına odaklanmasını, holivutun süper kahramanlarına başka türlü bakmasını isterdim) tutmuş tırt bir film yapmış.
Senaryodaki mantık hatalarını hiç saymıyorum (en başta o yol kenarı otelden kaçarken aracı niye resepsiyonun önüne bıraktıkları gibi mesela (zaten o andan sonra senaryoda yanlış aramamaya başladım)) filmin senaryosunun izleyiciyi getirdiği yer tam tamına istiklal caddesi (kafakarışıklığı, ne olduğu belirsiz kaotik bir yer).
Şimdiye kadarki sinematografisinde kendine özgü bir dil oluşturmuş olan bay nikıls (bakınız artık isminin ilk harflerini bile büyük harfle yazmaya zahmet etmemekteyim (ama bu satırları yazmaya zahmet edip kendimle çelişiyorum)) sadık izleyicilerini tarumar ederek sahneden çekilmiştir.
Aman diyim uzak durun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder