Kitapta üslup önemli. Yazara da kanı ısınmalı insanın. İkisi birden mevcutsa "elle gelen düğün bayram". Bay Vonnegut'un kitapları (bence) böyledir.
Üslup hep dalgacıdır (misal : kitabımız "Bir miktar bal nasıl arılarla ilgili bir öykünün önemli bir kişisi olabilirse, insanlarla ilgili bu öykünün önemli kişilerinden biri de bir miktar paradır." diye kuntastik bir cümleyle başlar ve "Mushari, Lübnan asıllıydı ve Brooklyn'li bir halı tüccarının oğluydu. Boyu; bir metre elliyedibuçuk santimdi. Çıplakken karanlıkta parlayan, devasa bir götü vardı." tarzı asil betimlemelerle devam eder. (parantez rekoru kırdım sanırım)). Bay Vonnegut'un safı bellidir. İnsanın yanındadır, savaşın, kapitalizmin, sömürünün, gıllıgışlıların karşısında.
Kendisinin filmlere konu olabilecek bir hayatı vardır. Kimi kitaplarında bunun izini çokça görürüz. Kilgore Trout gibi bombastik bir kahraman yaratmış ve çokça kitaplarında bunu kullanmıştır (Bay Trout'a selam olsun). Üstelik pek sıcacık bir gülümseyişi vardır. Daha ne olsun.
Bu romanımız modern bir "Candide" addedilebilir. Elbette Bay Vonnegut bir François Marie Arouet (çoğu kısaca Voltaire der) olma iddiasında değil (iyiki de). Ama her iki eserin omurgası aynı sayıda omura sahip : insanın saflığı, iyiliği, iyiyi arama gayreti.
Bay Elyıtrozvotır, sahip olduğu milyonlarca doları küçük miktarlarda da olsa, iyilik yapmaya değer olmasalar da (çünkü vermek için sadece "insan" olmaları yeter (ki bu düşünce temelde pirûpaktır)), karşılıksızca önemsiz insanlara dağıtıyor. Kapitalizmin somutlaşmış, insanlaşmış hali babası Senatör Rozvotır, kurnaz ve sinsi avukat çömezi Muşari buna bir son verip, milyoncuklara kavuşabilecekler mi ?
Bu konuyu fazla sündürmeden kitaba yakın durmanızı öneririm. Sonlara doğru modern aklıselimin galebe çaldığı Bay Elyıtın, samimi okuyucuya soğuk gelen tavırlarının son iki satırda okurun zihnine takla attırdığını söylesem, spoyler (ne işim olur spoylerle) bozuntu vermemiş olurum umarım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder