İntikamları da pek pis oluyor.
"İspanyol-Kolombiya ortak yapımı filmimiz, ilk yarım saatine katlanabilirseniz gittikçe ilginçleşen bir yapıya büründü, ilk yarıdan sonra yükselen gerilim, sonlara doğru pik yapmakta ve konunun ortalarına geldiğimizde ise yazılar çıkmakta oluyordur. "
İşte; cümleyi toparlayamayıp çarşafa dolanınca, arakolpa da suçu hemmen edebi hocasına atmaktadır (evet Bay Menemen benim edebiyat idolümdür). Makara yeter, filmimize dönelim.
Sıradan bir gerilim olarak başlayıp, iç dünyalara ve fıtratlara yönelik tespitlere yöneldikçe daha da ilginçleşen filmimiz, sonuna kadar kendini bıkmadan izlettirmektedir. Çok iddiasız bir kast ve minimum bütçeyle çekilen bir filmin bu başarıyı göstermesi etkileyicidir.
İspanya'dan Nazi yatağı Kolombiya'ya tayini çıkan orkestra şefi, aniden kaybolan kız arkadaşının arkasından ıssız adamlık oynar. Kayıp kız arkadaş ise lojmanda (lojman da lojmandır hani) kaybolmuştur. (ipucu vermeyeceğim diye, ne maymunluk yapıyorum arkadaş !)
Başlarda (türü de gizem ve korku olarak geçtiğinden olsa gerek) sıradan gerilim tadı veren filmimiz, sırlar açığa çıkınca, kişilerin sonraki hamlelerinin ne olduğunu merak ettirerek (kendi adıma söyleyeyim : bütün tahminlerim tuttu) ilgiyi canlı tutuyor. Sonu ve yorumlaması ise her sinefile hatta cinsiyete göre değişir. Bu yüzden dominant gruplar (8 erkek, 2 kız yahut 1 erkek, 3 kız) için izlenmesi makbul değildir. İçerdiği cinsellik gerçek hayattakinden abartılı olmadığından geç saatte uyumayı reddeden çocuklarla da izlenebilir. Yorgun bir iş günü gecesi kafa boşaltmak için de izlenebilir. Her türlü izlenebilir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder