Uzunca zamandır izleme listemde (Kitaplık'a bin selam), sakin bir akşamı bekliyordum, kısmet düneymiş.
1962 Hong Kong. Erkekler takım elbise, kadınlar şımşıkırdak, Çin'in en kapitalist şehrinde yaşayakalmaya çalışıyorlar. Mekanlar daracık, eski, renkler patlıyor (en çok da kırmızı (35 mm. ile çekilmiş)). Yan dairelerde oda kiralayan iki çift. Kadının kocası uzun iş seyahatlerinde, öbürünün karısı geç saatlere kadar çalışıyor. Evdeki iki tek insan ellerindeki verilerden bazı sonuçlara varıyorlar, bu sonuçlar bu iki insanı yakınlaştırıyor.
Wong Kar-Wai, ilginç bir anlatımla aşk denilen çılgınlığın en naif halini aktarıyor bize. Tensel yakınlık olmadan gelişen bir aşk bu. İki insanı bir araya getiren şey yaşadıkları ihanet de olsa birbirlerine karşı hissettiklerinin asıl gerekçesi, birlikte geçirdikleri zamanın onlara çok farklı akması. Erkeğin kadının zihnine duyduğu ateşleyici tutku, kadının kendisine ihtiyaç duyulanı vermeye teşne olması. Otel odalarında buluşup senaryo yazmalar (mecazi değil gerçek). Her diyalog ince ince hesaplanmış, her sekans düşünülerek çekilmiş. Müzikler harika (Shigeru Umebayashi'yi dinleme listelerime aldım (yürürken pek iyi oluyor)). Kostümler, oyunculuklar, kurgu (özellikle kurgu) çizgi üstü. Kimi izleyici tekrar eden sahnelerde "N'oluyoruz yahu" diyebilir, demesin. Kadını ve erkeği, olanı ve olması gerekeni ve hatta olabileceği düşündüğünüzde, tekrarların önemi var. Arşivime attım, ikinci izlemede daha derin hazlar verecektir.
Son olarak: yönetmenin aldatan eşlerin yüzünü göstermeden koca filmi kotarmasına alkış gerekir.
Beğenmenize çok sevindim, etkileyici bir film gerçekten, iyi seyirler:)
YanıtlaSilÖneriniz için ben teşekkür ederim, olmasaydınız ıskalayacaktım :)
Sil