Zerre (bence Zere'dir o!), yeni bir hayata gönderdiği çocuğunun ardından kalan hesaplarını görür. Çocuğun yanında bomba patlar, yüzü kaybolur. Olaylar gelişir.
Zindankale zor akınca hemen buna başladım. Diğer Günday kitaplarında olduğu gibi çabucak bitti 368 sayfa. 2000 Yılını tasvir ediyor ama bildiğimiz 2000 değil. Bir nevi anakronizm. Bu kez Bayan Günday'ın sevgili oğlunun pruvasında; uluslararası siyaset, yardım STK'ları ve savaş&barış var. Çok uluslu bir barış programının yedi sunucusundan biri olan Zamir'in hayatındaki çift kanallı akışı, ağzımız açık izliyoruz. Bu pek velveleli akışın içinde, yazarın dikte ettiği ancak okurun da kendi terazisinde tartarak kullanmasını önerdiğimiz birçok çıkarımı var. Örneğin Almanya'da yaşayan milyonlarca Türk'ün Almanlar tarafından geri gönderilmesi. Bunun için Alman Hükümetinin ortaya koyduğu argümanları okuyunca "hımm neden olmasın!" bile diyebiliyorsunuz. "Expat", "Göçmen" ikilemi de hakeza. Çabucak saran, çabucak biten, belki ikinci okumayı bile hakeden bir kitap. Üslup olarak medyatik yeraltı yazarı (bakınız burası oksimorondur) Palahniuk'u andırıyor. Onun kitaplarındaki hissi aldım yer yer. Yine de öneririm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder