22 Ocak 2022 Cumartesi

"Son Yeniçeri" Reha Çamuroğlu Yorumuyla Vaka-i Hayriye.

 
   Petru, daha yeni yetmeliğin sonundayken Osmanlı'ya esir düşer, Sarı Abdullah olur. Arif Ağa, Sabit Ağa ve daha niceleri ile meclislere girer, Arif Ağa'nın kızı ile evlenir. Pek şenlikli bir dönemde İstanbul'da yaşamıştır. Sultanlar gelir gider, Kabakçı Mustafa'nın divanında bulunur, dem alır, dem verir, piyaleler dolar boşalır ve nihayet menzile ulaşılır Nazarım. 
   Son 15 yılda üçüncüye okuyorum. 436 sayfalık kitabın sadece birkaç bölümünden bile film senaryosu çıkabilir. Anlatım o denli renkli, konular o kadar ilgi çekici ki (benim aklıma gelen serdengeçtilerin, patlamayı beklerken hissettiği gerginlik (sinemaya aktarmak o kadar kolay, prodüksiyon o kadar masrafsız ve konu o denli ilgi çekici ki!)) haliyle okumaya hasret kalınıyor kimi zamanlar. Osmanlının artık durakladığı, Balkanlarda milliyetçilik hareketlerinin başladığı ve elbette Yeniçeri ocağının dejenere olduğu dönemlerdir. Diğer romanlarının aksine burada güzel bir anlatımı vardır Bay Çamuroğlu'nun. Bektaşiliğe azıcık teşneyseniz sonlara doğru İ.Hakkı Demircioğlu&Erkan Oğur'un "Zahit Bizi Tan Eyleme"si dilinize takılır. 
   Elbette ki romanımız (adı üstünde romandır) kurgudur. Tarihi bir belge değildir, sübjektiftir. Yine de bugüne kadar gördüğümüzün dışında bir bakış açısının idraki açısından okunması gereklidir. Resmi tarihi de sıkıcı belgelerden/kitaplardan öğrenmek yerine renkli bir hatırlatma olması açısından, bunun kapağını kapar kapamaz Reşat Ekrem Koçu'nun "Kabakçı Mustafa"sına başladım. Bitince bu sayfalarda!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder