Fotografisini aşağıda gördüğünüz dede; her ne kadar Hırvatistan'da doğmuş olsa da, Jung'un bir konferansına katıldıktan sonra rotasını psikolojiye çevirmiş, Amerika'lara hicret etmiş, bir takım okullarda okumuş, sonunda profesör olmuş ve kafayı mutlulukla bozmuştur. Mihali Çiksenmihali, 25 yıldır mutluluğu bilim olarak inceledikten sonra bununla ilgili "Akış"ı yazmıştır.
Mutluluk, kesinlikle izafi ve kişisel bir kavram. Bir sürü şeyle bağlantısı var (en çok da beyin tarafından salgılanan kimyasallarla). Fakat bu kimyasalların salınımını tetikleyen faktörler her kişide farklı. Bay Çiksenmihali, uzun zaman bu konuyu anketler, istatistikler, deneyler, akademik forumlar, kafa patlatmalar, bitmek bilmeyen tartışmalarla incelemiş. Bu konuda yaptığı TED konuşmaları yuutupta var. Ama detayı kitapta.
Baştan söyleyeyim : bu kitap bir kişisel gelişim kitabı değil ! Yani öyle mucizevi reçeteler, "neş eli (burada "neş" ayrı söylenecektir) ol ki genç kalasın" tarzı laylaylom çözümler, ulvi metinler falan yok. Kitap sadece mutluluk kavramına bilimsel bir açıdan yaklaşıyor. Buna neyin sebep olduğunu anlamaya çalışıyor.
Elbette kitabın konu aldığı araştırmalar coğrafyamıza yabancı. Haliyle gösterilen örnekler de pek içselleştireceğimiz cinsten değil. Yalnız insan zihninin işleyişi ile ilgili yaptığı tespitler çok ilgi çekici. Misal : zihnin boş kaldığı anın termodinamiğin 2.yasası (haydi buna entropi diyelim (ya da ukala dümbelekliği yapmayıp doğrudan kaos (ne işim olur kaosla) düzensizlik diyelim)) olduğunu yazdığında ciddi afallamıştım. Oysa bazı kişisel gelişim kitaplarında (bazı spiritüel yayınlarda da) rahatlamak için zihni boşaltmak gerektiği yazıyordu. Mihali Bey (soyadını yazması uzun) tam tersini iddia ediyordu. "Boş zihin kaostur, zihnini meşgul edecek bir şey bul, bulacağın şey seni mutlu etsin !" diyordu. Ve bulacağın şeyin bir "akış" yaratmasının seni mutlu edeceğini savunuyor ve hatta istatiksel verilerle bunu kanıtlıyordu. Bir bilim insanı için en zoru da mutluluğun kanıtlanmasıdır herhalde !
Neyse. Kitap biraz hacimli (sadece notlar 50 sayfa, kaynakça ise (karınca duası gibi yazılmış, yakın gözlüğü yetmedi büyüteç gerekti) 18 sayfa, kitabın kendisiyse 343 sayfa). Laf kalabalığını atlar ve bazı deneyleri hızla okursanız 150 sayfada vereceği fikri anlayabilirsiniz.
Resme, biraz uzaktan, geniş açıdan, nehrin kıyısından, derinlemesine bakabiliyorsanız, içinizdeki merak canavarı tatmin edilmeyi bekliyorsa, okuma illetine tutulmuşsanız (ki mutsuzluğun en olmazsa olmaz koşuludur) pek de mutlu olmadığınızı varsayabilirim. İşte o zaman böyle kitapları kovalarsınız. Eğer tecrübeli bir kâri iseniz kişisel gelişim kitaplarından koşarak uzaklaşacaksınızdır (Dale Carnegie'e selam olsun ! (sincaplar kovalasın)). O zaman bu kitabı edinip okuyun. En azından mutluluğu bulamasanız da, neden mutsuz olduğunuzu anlar gibi olursunuz. (en kötüsünden el örgüsüne başlarsınız)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder