Ne güzel M.C.Kuntay'ın "Üç İstanbul"una başlamışım. Ağır roman, usturuplu ilerliyor, her gün birkaç bölüm sindire sindire okuyorum. Kitaplık'ın sevgili muharriri haberdar etti: Sai King'in yeni kitabı raflardaymış. Hemen edindik. O da nesi? Orta kalınlıkta (432 S.) ama dört hikaye var, roman değil. Niyetlendim ilkini okumaya. Dedim "bir tane okur bırakırım, mis gibi olur."
Olmuyor! Roman dediğiniz şey çetrefilli bir yemek. Kimi çabuk yemek ofislerinde (Burgerli şeyler ofisi) alaminüt tüketilen mamullerken (Shafak hanımın kitapları), kimisi Yeşil Ev'de taam edilen ayvalı taskebabı kesafetinde (M.C.K. Üç İstanbul kalibresindekiler). King'in kitapları ise yemek değil daha başka birşey. Tatlı, ama ağır değil, ucundan alıyorsunuz bir yudum bir bakıyorsunuz tabak bomboş! Adeta bir Fatih Sarması. Bay King'in kitaplarına da Fatih Sarması yakıştırmasını yaptıktan sonra gelelim "Kan Varsa"'ya.
Dört öykü var.
Bay Harrigan'ın Telefonu, kişiler ve birazcık kurgu ile sonunu çabucak bulduğunuz bir iş. Yarım saatte hakkından gelinir.
Chuck'ın Hayatı, en sevdiğim öykü oldu. Tersine tebbet bir kurgu ile okuduğumuz öykü; distopik bir gelecekle başlayıp (ki okuduğum en gerçekçi distopya betimlemelerindendir (yine de Arthur C. Clarke'ın "Tanrı'nın Dokuz Milyar Adı" adlı kısa öyküsünden oldukça esinlenmektedir (hele ki son satırları birebir örtüşür))), çok samimi bir ikinci perde ile gelişir ve üçüncü perdede herşeyin başlangıcını görürüz. Gerilim, bilimkurgu (ki simülasyon evrenler konusu işlenmektedir bence (bu arada Temmuz ayında Bilim ve Ütopya alacaklara bu konuda yazdığım yazıyı okumalarını öneriyorum)) ve elbette trajedi diyebileceğimiz bu öykü, fakirin favorisidir.
Kan Varsa, King'in önceki kitaplarından tanıdığımız Holly'nin eski kötülüklerin peşine düştüğü (kitaptaki en uzun) öykü. Buradaki metafizik ögeler bana çok inandırıcı gelmediğinden bir türlü içine giremedim.
Sıçan adlı son öykü ise, yazmaya hallenen kitap kurtlarının kesinlikle kaçırmaması gereken bir iş. Burada öykünün kurgusu yanısıra yazma eyleminin ipuçlarını da almanız mümkün. Elbette ki kazanılan ödüllere karşın ödenmesi gereken bedeller konusunu da düşünerek!
Evvelsi gün başladım dün bitti, bugün de yazıyorum. İyi yapılan bir yerde Fatih Sarması yeyiniz, ne demek istediğimi anlayacaksınız. Döndük yine ayvalı taskebabımıza.
Bay Mercedes üçlemesinin getirdiği hayal kırıklığından sonra Finders Keepers (Kim Bulduysa Onundur bir türlü aklımda kalmıyor) deyince bi duruyorum, siz sipariş verdim demeseniz bir süre beklerdim ama görüyorum ki beğenmişsiniz de, okumak için sabırsızlanıyorum:) bu arada çok naziksiniz, beni de andığınız için teşekkür ederim:) yalnız Fatih sarmasını düşürdünüz aklıma:))
YanıtlaSilMercedes Efendi bende de bir hayalkırıklığıdır:( O sizin zerafetiniz, haber verdiğiniz için ben teşekkür ederim. Güzel yapan yer bulursanız kaçırmayın:)
Sil