Bay King, ilk defa zenaata dair böyle bir itirafta bulunup, arka kapakta "işte ürünlerim bunlar sevgili daimi okurum. Bu gece her şeyden bir parça satıyorum. İşte bu zamanlarda örtümü yere yayıp ürünlerimi sergiliyorum." yazmış.
Icığını cıcığını okuduğumdan artık King kitapları konusunda "uzman" sayılabilirim. Usta "Kule" serisinden sonra eski formunu yitirdi bence. Artık işin zenaat kısmında kalemini konuşturuyor diyebiliriz. Bu öykü kitabında eski "onikiye beş kala" tarzı öykülerinden eser yok. Nedir : bunlar daha çok ruhtan ziyade mesleğin konuştuğu eserlerdir. Okunması kolay (üç günlük seyahatin boş anlarında okundu ve 565 sayfa bitiverdi), kimileri hüzünlendirici, kimileri ürpertici (ama asla eskileri kadar değil), kimileri şiir formatında (ki son derece başarısız olduğunu düşünüyorum) yirmi tane öykü.
Her öyküden önce; fikrin nasıl geldiği, nasıl geliştiği, hangi müzikler dinlendiği, esinlendiği konusunda ipuçlarının olduğu birer küçük açıklama var. Bunlar; öykü yazarlığına öykünenlere faydalı olabilir. Ancak (üzülerek yazıyorum ki) asla eski öykülerin yanına bile yaklaşamayan öykülerdir.
Daima belirttiğim gibi Altın Kitaplar'ın çevirilerinde önemli bir kalite sorunu var. Özellikle King kitaplarında bunu çok ciddi olarak hissedebiliyorsunuz. Canan Kim, bu konudaki çıtamızı çok yükseltti ve bunun ceremesini ciddi olarak çekiyoruz.
Çeviri; yazılanları mod-o-mod şeklinde çevirmek olsaydı bunu makinelere yaptırabilirdik (gugıl transleytten bahsetmiyorum. o işi yapabilen çok daha iyi programlar var). Ama çeviri; bir manada metni tekrar yazmaktır. O da bu kitapta yok. Karton kapaklı ingilizcesini bulursam yeniden değerlendirmeye çalışırım. Neticede; Bay King, diline kazandırdığı zenginlikler konusunda, ülkesinde bayağı ciddiye alınan bir zat. Yazdıklarını, ağzı kurumuş bir şekilde leblebi tozu yemeye çalışır gibi okumak eziyet veriyor. Çeviri konusuna takmazsanız (ki memleketimde King kitapları konusunda hatırı sayılır bir izleyici kitlesi var) hemencecik okur bitirirsiniz. Takarsanız, başka bir yayınevinin telif işini halettikten sonra yeniden yayınlanmasını beklersiniz (uzun iş !). Siz bilirsiniz.
Her öyküden önce; fikrin nasıl geldiği, nasıl geliştiği, hangi müzikler dinlendiği, esinlendiği konusunda ipuçlarının olduğu birer küçük açıklama var. Bunlar; öykü yazarlığına öykünenlere faydalı olabilir. Ancak (üzülerek yazıyorum ki) asla eski öykülerin yanına bile yaklaşamayan öykülerdir.
Daima belirttiğim gibi Altın Kitaplar'ın çevirilerinde önemli bir kalite sorunu var. Özellikle King kitaplarında bunu çok ciddi olarak hissedebiliyorsunuz. Canan Kim, bu konudaki çıtamızı çok yükseltti ve bunun ceremesini ciddi olarak çekiyoruz.
Çeviri; yazılanları mod-o-mod şeklinde çevirmek olsaydı bunu makinelere yaptırabilirdik (gugıl transleytten bahsetmiyorum. o işi yapabilen çok daha iyi programlar var). Ama çeviri; bir manada metni tekrar yazmaktır. O da bu kitapta yok. Karton kapaklı ingilizcesini bulursam yeniden değerlendirmeye çalışırım. Neticede; Bay King, diline kazandırdığı zenginlikler konusunda, ülkesinde bayağı ciddiye alınan bir zat. Yazdıklarını, ağzı kurumuş bir şekilde leblebi tozu yemeye çalışır gibi okumak eziyet veriyor. Çeviri konusuna takmazsanız (ki memleketimde King kitapları konusunda hatırı sayılır bir izleyici kitlesi var) hemencecik okur bitirirsiniz. Takarsanız, başka bir yayınevinin telif işini halettikten sonra yeniden yayınlanmasını beklersiniz (uzun iş !). Siz bilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder